 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E. 1992/2772
K. 1992/2857
T. 20.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DALAK
UZUV (ORGAN)
GÖREVSİZLİK KARARI
ÖZET Olayda yaralama sonucu mağdurun dalağı bütünüyle alınmış bulunmasına göre; dalağın anatomi ve fizyoloji açısından yalnızca uzuv (organ) olup olmadığı hususunun Adli Tıp Kurumu'ndan sorulması, tıp açısından dalak organ ise, eyleminin hukuk açısından uzuv kaybı niteliğinde olup olmadığını değerlendirmenin Ağır Ceza Mahkemesine ait ve bu değerlendirmenin tıbbi değil, hukuki bir sorun bulunduğu düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
(765 s.TCK. m.456)
(1412 s. CMUK. m. 263)
Yaralama suçundan sanık Basri hakkında, Türk Ceza Yasasının 456/2-4, 457/1, 59, 71. maddeleri uyarınca 4 yıl, 6 ay, 46 gün hapis cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin, (Tokat Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 1991/630 esas, 1991/695 karar sayılı ve 24.10.1991 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Basri tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 17.4.1992 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 17.4.1992 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Sanığa yükletilen Sami ve Duran'ı bıçakla yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık Basri'nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HUKÜMLERİN ONANMASINA,
2- Sanığın diğer bıçakla yaralama suçuna ilişkin hükme yönelik temyizine gelince:
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; insan vücudundaki bir parçanın uzuv (organ) sayılıp sayılmaması, salt tıbbi ve dolayısıyla bilirkişi tarafından çözülecek bilimsel (uzmanlık) bir sorunudur. Buna karşılık, bir uzvun kaybı salt hukuki; zaafa uğraması ise, yine salt tıbbi bir sorundur.
Esasen T.C. Yasasının 456/2. madde ve fıkrasında, yaralanan uzvun zaafından söz edilmiş, bir başka deyişle bütünüyle alınmış bir organın işlevlerini vücudun öbür organlarının yerine getirerek tüm vücudun değil, yaralanan organın zaafa uğrayıp uğramadığı gözetilmiştir.
Olayda, yaralama sonucu mağdur Hamdi'nin dalağı bütünüyle alınmış bulunmasına göre; dalağın anatomi ve fizyoloji açısından yalnızca uzuv (organ) olup olmadığı hususunun Adli Tıp Kurumu'ndan sorulması, tıp açısından dalak organ ise, eyleminin hukuk açısından uzuv kaybı niteliğinde olup olmadığını değerlendirmenin Ağır Ceza Mahkemesine ait ve bu değerlendirmenin tıbbi değil, hukuki bir sorun bulunduğu düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve sanık Basri'nin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken, C. Yargılama Yasasının 326.maddesinin gözetilmesine, tutuk kaldığı süre ve 3713 sayılı Yasanın geçici 1/c maddesi ve bendi gözetilerek sanığın salıverilmesine, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse salıvermenin sağlanması için Yargıtay C. Başsavcılığı'na yazılmasına, 20.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.