 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E: 1990/3748
K: 1990/4259
T: 19.09.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Hakaret suçundan sanıklar Kemal, Alattin ile Yusuf'un beraetlerine ilişkin, (Üsküdar 2. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen esas: 1989/478, karar: 1989/821 sayılı ve 28.11.1989 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi kişisel davacı tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 4.6.1990 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 14.6.1990 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
KARAR : Sanığa yükletilen eylem, yaralama suçu ile ilgili olarak hakkında kurulan hükümlülük kararına karşı kaleme aldığı temyiz yoluna başvuru dilekçesinde, kişisel davacı için "Yusuf ile ilişki kurduğunu öğrendim" demekten ibarettir.
Mahkeme, bu sözlerin savunma çerçevesinde kaldığı ve suç kastı bulunmadığını belirterek sanığın beraatine karar kılmıştır.
Hakaret ve sövme suçlarında,mağdurun onurunu kırma bilinç ve iradesiyle davranmaktan ibaret olan suç genel kastının, cürmün oluşması için yeteceği ve dolayısıyla kulandığı sözcükleri bilerek ve özgür irade ile kaleme alan bir kimsede bu kastın bulunduğu açıktır. Esasen sanık, kullandığı sözcükleri bilincinin ve iradesinin dışında kaleme aldığını da ileri sürmemiştir.
Ayrıca sanığın savunma çerçevesinde kaldığı ve bu amaçla davrandığı yolundaki gerekçe, teknik ve hukuki ağırlıklı bir kavram olan suç kastını salt psikolojik bir kavram olan amaç ve erekle karıştırdığı ve objektif nitelikteki hukuka uygunluk nedenini subjektif bir temel yerleştirdiği için de yerinde değildir.
Hakaretin savunma sınırlarını aşıp aşmadığını saptayabilmek için ise söylenen sözlerin savunmanın konusuyla mantıksal bağlantısı ve savunmaya yararlı bulunmaması gerekir. Sanığın dosyadaki hareketi içeren dilekçesinde hakkında yasal indirici nedenlerin uygulanmasını istemeye dayanak kılmak amacıyla bu sözleri yazmak gereksinmesini duyduğuna da değinilmemiştir.
Sergilenen nedenlerle savunma sınırının aşılıp aşılmadığı belirtilen ölçüler içinde takdir edilmek gerekirken, açıklanan gerekçeyle beraat hükmü kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve kişisel davacının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle, hükmün BOZULMASINA, 19.9.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosya içeriğine göre konu edilen dilekçedeki sözlerin savunma sınırı içinde olduğunu kabul ederek beraet kararı veren mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı görüş ve kanısına varıldığından, hükmü tebliğnamedeki istem gibi onanması düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.