 |
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E: 1989/5275
K: 1989/5973
T: 09.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Görevini kötüye kullanmaktan sanık Fahrettin'in yapılan duruşması sonunda, TCK.nun 240/2, 59; 647 sayılı Kanunun 6. maddeleri gereğince 5 ay hapis, 7500 lira ağır para cezası ile mahkumiyetine, 5 ay süre ile memuriyetten mahrumiyetine ve cezalarının ertelenmesine dair, (Yenimahalle 1. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen, 17.5.1989 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istida edilerek; dava evrakı onama isteyen 8.8.1989 günlü tebilğname ile daireye gönderilmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine. Ancak:
1 - Suç konusu mektubun alıcısı olan tanık Dürdane, Almanya'da bulunan kocasının bu mektupla kendisine 200 Mark gönderdiğini telefonla söylediğini, mektubu almadığı için paranın da eline geçmediğini bildirmesine göre, mektubu gönderen kişi dinlenerek zarfın içinde para bulunup bulunmadığı sorulmak, para olduğu saptandığı takdirde saığın eyleminin TCK.nun 491/3. maddesine uyan hırsızlık suçunu, aksi halde hırsızlığa eksik teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden, bağlı olduğu Kurum aleyhine işlediği suçlar dışında kalan eylemlerinden dolayı ceza uygulamasında memur sayılmayan sanık PTT. dağıtıcısının 233 sayılı Kanun hükmünde Kararnamenin 46/b maddesi kapsamı dışında kalan bu eyleminden dolayı memur kabul edilerek görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
2 - Kabul ve uygulamaya göre de:
a - TCK.nun uygulanmasında memur sayılmayan sanığın eyleminin TCK.nun 200. maddesine uyacağının gözetilmemesi,
b - Takdire dayanılmadan ve nedeni gösterilmeden ağır para cezası ile memuriyetten mahrumiyet cezasının fazla tayini,
c - Sevke göre suçtan doğrudan doğruya zarar görmediği anlaşılan PTT. Genel Müdürlüğü'nün davaya müdahi olarak kabul edilip vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan tebliğnamedeki onama isteyen düşüncenin reddiyle, ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 9.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.