 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2006/2465
K: 2006/4930
T: 25.04.2006
DAVANIN KONUSUZ KALMASI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti : Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin, yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine mahkûm etmesi gerekir. Ayrıca davanın konusuz kalması halinde, davanın reddine değil ve fakat dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına seklinde hüküm kurulması gerekir.
(1086 s. HUMK m. 417, 421)
Dava dilekçesinde 4.687.000.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davalının satın aldığı hububat bedelini ödemediği ileri sürülerek alacağın tahsili istenilmiş, yargılama aşamasında davacı, alacak hakkını dava dışı 3. şahsa temlik etmiş, davalı taraf bu temlike karşı çıktığı gibi alacağı devralan şahsın davaya devam etmesini de açıkça talep etmemiş, tazminat şeklinde de istemde bulunmamış, aksine davanın mevcut haliyle devam etmesini ve konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini istemiş; mahkemece, alacağın temliki ve ayrıca icra takibine konu edilmiş olması nedeniyle konusuz kalan davanın reddine, ilaveten kesin hüküm altına alınmamış alacağın 3. şahsa temlik edilmesinden davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemenin, yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine (bu arada vekalet ücretine de) mahkûm etmesi gerekir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir. (Bkz. Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, c. 111, İst. 2001, sh. 303 vd.). Mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma ve soruşturma yapılmamıştır.
Kabule göre de, davanın konusuz kalması halinde davanın reddine değil ve fakat "dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması gerekir.
Tüm bu hususlar gözetilmeden delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönunde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASI N A) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.