 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2004/906
K: 2004/956
T: 16.2.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde 196.355.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı ( Tedaş ); Trabzon Elektrik Dağıtım Müessesesi'nin 2000 yılı vergi iade bildirimi ve eki harcama belgelerinde ücretlilerin geçersiz ve sahte belge kullanmak suretiyle haksız vergi iadesi aldıklarından bahisle, vergi sorumlusu olarak tarh edilen vergi ve fer'ilerinin vergi dairesine ödendiğini, ancak 176 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtildiği üzere tarhedilen vergi ve ferilerinin asıl sorumlusu ve mükellefi davalı olduğu gözönünde tutularak, ödenen 196.355.000 liranın ödeme gününden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece "VUK.8. maddesi gereğince ( verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir ). Aynı yasanın 11.maddesi gereğince de ( yaptıkları ve yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, verginin tam olarak kesilip ödenmediğinden ve bunlarla ilgili diğer ödemeleri yerine getirmekle sorumludur ). Bu iki maddenin kabul ettiği gibi davacı kurumun asli sorumluluğunun varolduğu kabul edilmiş olup nitekim davacı kurum bu sorumluluktan dolayı davalının da yararına olmak üzere vergi ceza ve eklerinin oluşmasından sonra vergi idaresi ile haklı olarak uzlaşma yoluna gitmiştir. Davalının düzenleyerek davacı kurum aracılığı ile verdiği ve vergi denetimi sonunda kesinleşen tesbit ve usulsüz olduğu anlaşılan belgeler nedeniyle haksız olarak vergi iadesinden yararlandığı anlaşıldığından ve VUK.11.maddesi gereğince de ( asıl mükellefe rücu hakkı bulunduğundan ) davanın kabulü ile 196.355.000 lira alacağın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline "karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmektedir.
Dosya içinde mevcut 2000 yılı özel gider indirimi gelir vergisi inceleme raporunda sahte veya geçersiz belge kullanan 355 kişiye ait belge ve dokümanlar sonucunda davacı kurumun ödemek zorunda kaldığı bedel bildirilmiştir.
Davalı Ahmet Ç. tarafından Trabzon İdare Mahkemesince açılan davada, adına taahhuk ettirilen ve buna istinaden Trabzon Elektrik Dağıtım Müessesesince maaşından ve 2001 yılı vergi iadesi alacağından mahsup edilmesi işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmiş, Trabzon İdare Mahkemesinin 2002/163 E- 640 sayılı kararı ile "adli yargıda açılacak bir rucu davası ile davacıdan istenilmesi gereken uyuşmazlık konusu tutarın, davalı idarenin kamu gücünü kullanmak suretiyle tesis ettiği dava konusu işlemle ilgilinin vergi iade alacağından ve maaşından kesilmesine ilişkin işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Mahkemece "taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının ibraz ettiği belgelerde usulsüzlüğün bulunup bulunmadığı var ise bundan dolayı davacının sorumluluğunun olup olmadığı ve sorumluluğu var ise miktarı ve rucu hakkı yönlerinde toplanmaktadır" denilmiş ve asıl muhatap olan vergi dairesine ibraz edilen belgelerin usulüne uygun olup olmadığının denetiminin bağlı olduğu vergi dairesine ait olduğu gibi, usulsüzlüğünün varolduğunun tesbit edilmesi durumunda bu tesbit ve kararlara karşı açılacak davaların vergi mahkemesinin görevi dahiline girdiği anlaşıldığından bu yönde bir değerlendirme yapılmamış, kesinleşen tesbit karşısında usulsüzlüğün varolduğu kabul edilmiştir.
Davacı davalının borcunu, ona karşı herhangi bir kişisel edim borcunu yerine getirme niyeti taşımaksızın ve onun ( davalının açık ya da farazi ( varsayılı ) oluru bulunmaksızın kendi inisiyatifiyle kapatmıştır ( BK.mad.410.vd. ). Zira bir başkasının borcunu ödemek, caiz olan vekaletsiz işgörme sayılır ve vekaletsiz işgören ( davacı ) ödediği borcu, BK.mad.61-66 hükümlerine göre borçludan ( davalıdan ) isteyebilir.
Davalı, alacaklıya ( dava dışı vergi idaresine ) karşı ileri sürebileceği savunmaları, davacıya karşı ileri sürebilir. Çünkü işgören ( davacı ), iş sahibinin ( davalının ) çıkarlarına uygun biçimde işi görmekle yükümlüdür ( BK.mad.410 ). Gerçekten de hem caiz olan hem de caiz olmayan vekaletsiz işgörmede işgören, işsahibinin menfaatine ve gerçek ya da tahmin edilen amacına uygun hareket etmek borcu altındadır. Kısaca işgören ( davacı ), işsahibine ( davalı ) hesap vermekle yükümlüdür ( BK.mad.414 ).
Mahkemece yapılacak iş; uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile davalının tahsil etmiş bulunduğu vergi iadesine ait belgelerin sahte veya vergi yasaları ve bunlara uygun olarak ilgili kurumlarca çıkarılan genelgeler uyarınca geçersiz olup olmadığının araştırılması, sonuç olarak davalının haksız olarak bir meblağı almış bulunup bulunmadığı araştırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.