Hukuki.NET

T.C
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/7129
K: 2004/7213
T: 28.06.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • BİRLİKTE YAŞAMAYA ARA VERİLMESİ
  • ORTAK HAYATIN OLANAKSIZ HALE GELMESİ
  • FELÇLİ EŞ
4721 s. MK/4,197
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 27.12.2002 tarihinde evlendiğini ve evlendikten sonra Ankara'da davalının annesi, babası, kardeşleri ve çocukları ile birlikte toplam 12 kişi bir evde kaldıklarını, davacının bu ortamda rahatsızlandığını ve kısmi felç geçirdiğini, yatalak durumuna düşen müvekkiline bakması için annesinin sözü edilen eve geldiğini bir süre baktığını, kızma daha iyi bakabilmesi için alıp evine götürdüğünü, ancak davalının müvekkilini arayıp sormadığını bir eşe düşen görevleri yerine getirmediğini iddia ederek; müvekkili için aylık 300.000.000 lira nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ailesinin, kızlarını hava değişikliği maksadıyla 3-4 gün memleketlerine götürmek istediklerini söylemeleri üzerine müvekkilinin onları kırmamak maksadıyla gitmesine izin verdiğini, gittikten sonra her gün eşini telefonla arayarak durumunu ve ihtiyacını sorduğunu, tedavisi için Ankara'ya gelmesi gerektiğini, fakat ailesinin akıl almaz tutumu ile tedaviye gönderilmediğini, davacının ayrı yaşamakta haklı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, "...açmış oldukları davada iddia kanıtlanamadığmdan ve müstakil bir evlerinin olduğu davalı tanıkları tarafından beyan edildiğinden, haklı bir neden olmadan eşinin yanından ayrılan ve onun tedavi sağlama isteklerini red eden kadının ayrı yaşama hakkı, haklı bir sebebe dayanmadığından davanın reddi gerekir." gerekçesiyle subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
TMK'nun 197. maddesine göre; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Somut olayda; davacının kısmi felç geçirmesi ve davalı kocasıyla birlikte kaldığı evde bakım zorluğu bulunması nedeniyle, daha iyi bakılabilmesi için baba evine giden davacıya; ayrı yaşama hakkına dayalı olarak tedbir nafakası istenilmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının kısmi felç geçirdiği ve yatalak durumda bulunduğu, bu amaçla; davacının annesinin Ankara'ya gelerek tarafların müşterek yaşadıkları evde bir süre kızı davacıya baktığı ancak, davacının bu süre içerisinde iyileşmediği ve uzun süreli bakımının gerektiğinin anlaşılması üzerine ailesi (anne-babası) tarafından kendi evlerine götürüldüğü; daha sonra da dönmediği anlaşılmaktadır. Davacı halen hasta olup, bakıma muhtaç bulunduğuna göre; bakımı için (kocası süpermarkette çalıştığından) kocasının ailesi yerine, kendi annesinin bakımını tercih etmesi, onun ayrı yaşamakta haksızlığını ortaya koymaz. Olayda, TMK'nun 197. maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Zira, yasanın 197/3 maddesine göre "ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de" nafaka talebinde bulunulabilir.
Mahkemece, davacının nafaka istemekte haklı bulunduğu gözetilerek, TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak, davacının geçimi için gerekli davalının geliri ile orantılı olacak şekilde uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.6.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini