Hukuki.NET

T.C
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/12296
K: 2004/13423
T: 6.12.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • ALACAK DAVASI
  • MURİSİN İRADESİ
İçtihat Özeti: Dava konusu sözleşmede, davalıya karşı gerçekleştirilen kazandırma, vasiyet benzeri kendine özgü bir kazandırmadır. Davalının kabulünü gerektiren bir bağışlama olmadığından işlem şekle bağlı tutulmamıştır.
(818 s. BK. m. 111,240)
(4721 s. MK. m. 563, 567, 570, 603)
Dava dilekçesinde 4.336.000.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili isteniimiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
A) UYUŞMAZLIK KONUSU OLAY
Muris Ismet'in sattığı kahvehanenin bedeli olan 15 bin doları Antalya yolculuğu sırasında dava dışı Ali'ye "şayet yolda bir şey olursa bu parayı kardeşim Nuri'ye teslim et" diyerek verdiği, bilahare murisin Kocaeli'ne döndükten sonra depremde göçük altında kalarak ölmesi üzerine sözü edilen paranın davalıya teslim edildiği hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Murisin davacı ve davalıdan oluşan iki mirasçısı bulunmaktadır. Davacı davaya konu edilen Ali'ye tevdi edilen para üzerindeki yarı payını (miras hissesini) istemiş, mahkemece dava kabul edilmiştir.
Sorunun çözümlenmesi için aşağıdaki bilgilerin verilmesinde yarar görülmüştür.
B) ÖLÜMDEN SONRA ETKİNLİK KAZANMASI ÖNGÖRÜLEN VEKALET(mandatum post mortem)
Bu tür vekalet sözleşmesinde görevlendirilen vekilin yapacağı işlemin kapsamı, türü ve zamanı saptanmaktadır. Yapılacak görevin icrası belirsiz bir geleceğe, ölüm sonrasına ertelendiği için sağlıklı bir sağlararası işlemin varlığından kuşku duyulmamalıdır.
Müvekkilin ölümünden sonra bir iş görülmesi için vekaletin hukuksal niteliği, kapsamı ve vasiyeti tenfiz memuru ataması ile olan karşılıklı ilişkileri, ölüme bağlı tasarruf şekline tabi olup olmadığı hususu çok tartışmalıdır. Baskın görüşe göre, müvekkilin ölümünden sonra bir üçüncü kişiye karşılıksız bir kazandırmada bulunmaya yönelik vekaletin, tenfizi bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlamaya ilişkin BK.mad.240/ll hükmüne tabi tutulması gerektiği yolundadır. Böylece bu çeşit bir vekaletin asgari olarak ölüme bağlı tasarruf şeklinde yapılması gerekecektir. Öyle ki, üçüncü kişiye yapılacak kazandırmaya ilişkin kayıt, bir sözleşme (vekalet sözleşmesi içinde) yer alsa bile, bu sözleşmesel kayıt tek taraflı bir vasiyete dönüşür (Bkz. Tandoğan, Haluk: Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.ll, 3. bası, Ank. 1987, sh. 655 ve orada anılan: Piotet, Guisan, Tuor, Escher, Kocayusufpaşaoğlu, Imre, Oğuzman, BGE 89 II 87).
Azınlıkta kalan görüşe göre ise; ölüme bağlı bir kazandırmaya yönelse dahi mandatum post mortem'in ölüme bağlı bir tasarruf şekline tabi bulunmadığıdır. Örneğin, Andreas von Tuhr'a göre: "Murisin ölümünden sonra mümessil tarafından yapılacak faydalandırıcı işlem, ölüme bağlı faydalandı-rıcı işlem sayılmak gerekir; bununla beraber, bu faydalandırıcı işlemler (ölüme bağlı tasarruflar) için emredilen şekle tabi değildirler" (Tuhr, Andreas von: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, c. 1-2, çev. Cevat Edege, Ank. 1983, sh. 333. Ayrıca bkz. Tandoğan, sh. 657 ve orada anılan: Esener, Gürsoy ve Rona Serozan: Sağlararası İşlem Yoluyla Ölüme Bağlı Kazandırma, İst. 1979, sh. 177, 178).
C) 3. KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME
aa) Genel olarak:
3. kişi yararına sözleşme, sözleşmenin tarafı olmayan bir kişiye, onun yararına bir edim kararlaştırılmasıdır (Bkz. Akyol, Şener: Tam 3. Şahıs Yararına Sözleşme. İst. 1976. sh. 10).
3. kişi yararına sözleşmede üçüncü kişiye özgü bir hak tanınmış olur. 3. kişi, yararına kurulan sözleşmeden doğan hakkını derhal, herhangi bir irade açıklamasına, sözleşmeye katılmasına, kabul açıklamasında bulunmasına, hatta bu durumu bilmesine gerek kalmadan kazanır. Alacak doğrudan doğruya üçüncü kişinin (davalının) kişiliğinde doğar. Bu durum miras hukukunda mirasçıların terekedeki mallar üzerinde doğan tam hakları ve zilyedliklerine benzemekte ise de, davalı murisin halefi (ardılı) sayılmamaktadır (Tuhr, sh. 733, Akyol, sh.183).
3. kişi (davalı), sözleşmeden doğan alacağı muaccel (ivedi) olur olmaz, bunu borçludan (muristen) doğrudan doğruya talep edebilir (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, c.lll, Ank. 1991, sh. 333).
bb) ÖLÜME BAĞLI 3. KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME
Uyuşmazlık konusu olaydaki ayırdedici belirgin özellik, kazandırma leh-darı olarak öngörülmüş üçüncü kişinin (davalının) BK.mad. 111 kuralı anlamında somut ve gerçek bir alacak hakkına kavuşturulması (vekalet sözleşmesinin bir lehdar kaydıyla pekiştirilmesi) isteğinin varlığıdır (Bkz. uyuşmazlık konusu olayla özdeş bir örnek için: Serozan, sh.180).
Eğer, miras hukukçularının önderlik ettiği görüş dikkate alınacak olursa, mirasbırakanın ölüm sonrası malvarlığı ilişkilerini ancak miras hukukunun (vasiyetnameyle veya miras sözleşmesiyle mirasçı nasbi, vasiyet., külfet, vakıf gibi) geleneksel düzenlemeleri içerisinde yapabileceklerdir. Oysa, ölüme bağlı üçüncü kişi yararına sözleşme aracılığı ile gerçekleştirilen ölüme bağlı kazandırmalar (sağlararası işlem yoluyla) pekala geçerli sayılabilmelidir.
BK. mad. 111 'de üçüncü kişi yararına sözleşmenin tabi olacağı şekil düzenlenmiş değildir. Bununla birlikte tarafların yapmak istedikleri sözleşme için kanun hangi şekli öngörmüşse, bunun üçüncü kişi yararına yapılması halinde de aynı şekle uyulmak gerekir. Temel ilişkisi bir vekalet olması durumunda da bu çözüm değişecek değildir.
ÖLÜME BAĞLI 3. KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME, ölüme bağlı kazandırmayı amaçlayan sağlararası işlem olup şekle bağlı olmaksızın gerçekleştirilebilmektedir. Zira hukuksal işlemi elden geldiğince kurtarıcı yorum ilkesi ve şekil kurallarının elden geldiğince dar tutulup kıyas yoluyla yaygınlaştırılmaması yolundaki ana kural bu tür yorumu gerektirmektedir (Serozan, sh.69).
ÖLÜM SONRASINDA ETKİLİ YETKİLENDİRME, 3. KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME İLE BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞTİR (Bkz. Serozan, sh.180). Böylece ölüme bağlı üçüncü kişi yararına sözleşme aracılığı ile gerçekleştirilen ölüme bağlı kazandırmalar korunup geçerli tutulmuştur.
C) DEĞERLENDİRME:
aa) İŞLEMİ GEÇERLİ KILICI YORUM
Bizatihi ölüme bağlı tasarruf şekline uyulmamış olsa bile tarafların bir sağlararası işlemi kurmak istediklerini ve böyle bir işlemin ölüme bağlı tasarruf hükümlerine bağlanmasının zorunlu olmadığını gösterebilir. Kuşku durumunda (kazandırıcı işlemin sağlararası işlem mi yoksa ölüme bağlı tasarruf mu sayılacağı sorununun çözümünde) favor negotii (işlemi kurtarıcı, geçerli kılıcı yorum) ilkesi doğrultusunda, geçersiz bir ölüme bağlı işlem yerine geçerli bir sağlararası işlemin varlığı kabul edilmelidir (BGE 99 11 268)
bb) Hukukumuzda terekeyle ilgili tüm işlemlerin özellikle ölüme bağlı kazandırmaların mutlaka miras hukuku ilkelerine göre gerçekleştirilmesi yolunda bir zorunluluk bulunmamaktadır. Zira, pozitif hukukun belirli bir amaca ulaşmak üzere birden fazla hukuki yolu yurttaşların önüne açtığı olasılıklarda, yurttaşların bu yollardan mutlaka birisini kullanmaları kendilerinden beklenemez. Gerçekten de ölüme bağlı bağışlama hakkında kıyasen ölüme bağlı tasarruf hükümlerinin uygulanmasını öngören BK. mad. 240/II kuralını, ölüme bağlı kazandırmayı amaçlayan tüm sağlararası işlemlerde genelgeçer bir ilke olarak kabul edilip tüm bu işlemler miras hukuku ilkelerine bağlı tutulamaz. Öyle ki ölüme bağlı kazandırmayı amaçlayan üçüncü kişi yararına sözleşme dahil ölüm sonrasında etkili vekalet ve temsil yetkisi sağlama işlemleri BK. mad. 240/II açısından değerlendirilemez.
cc) Muris, kazandırılacak değeri (15 bin doları) sağlığında aracı kişiye (Ali'ye) devretmiş; Ali'de (aracı kişi) 15 bin doları kendi malvarlığından davalıya intikal ettirmiştir. Miras bırakanın terekesinden bir kazandırma sözkonu-su değildir. Ölüme bağlı üçüncü kişi yararına bir sözleşme gündemdedir. Gerçekten de (ancak) aracısız kazandırmalar, ölüme bağlı bağışlama kavramı ve dolayısıyla BK.mad.240 kuralı çerçevesi içinde toplanabilecek kazandırmalardır. Bu nedenle aracılı kazandırmalar, ölüme bağlı bağışlama kavramı ve BK.mad.240 kuralı dışında tutularak, ayrı bir çatı altına, ölüme bağlı üçüncü kişi yararına sözleşme çatısı altına sokulmaklıdır (Bkz.Serozan, sh.44.195, 215 ve 216).
dd) Şu var ki, münferit kazandırmanın beraberinde getirdiği menfaatler çatışmasında tereke ilgililerinin (davacının) çıkarı ile kazandırmada bulunan kişinin (mirasbırakanın) çıkarını tutarlı bir biçimde uyumlu hale getirmek gerekir. Aynı sonuç, ölüme bağlı üçüncü kişi yararına sözieşme için de geçerlidir. Burada da hem ölüme bağlı kazandırmanın amacına ulaşmasına yardımcı olmak üzere sağlararası işlem hükümleri, hem de tereke ilgililerini (davacıyı) bu kazandırma türünün beraberinde getirebileceği sakıncalarına karşı koruyucu miras hukukunun öncelikler düzeni birlikte uygulanmalıdır. Öyle ki, bir yandan hukuksal işlemin geçerliliğini kurtarırken, öte yandan tereke ilgililerinin (davacının) çıkarlarını da kollayan bir çözüm yolu benimsenmelidir.
Çatışan menfaatleri adaletli ve uyumlu bir biçimde düzenleyen, mirasbı-karanın son dileklerine uyan ve tereke ilgililerinin çıkarları da gözetilip kollanmalıdır.
O halde, saklı paylı mirasçılar yararına kazandırmanın tenkisine öncelikle bu tür kazandırmalardan başlanmalıdır (TMK.mad.563/570).
Öte yandan, mirasbırakanın ivazlı sağlararası işlem alacaklılarının hakkı bu tür kazandırıcı işlem alacaklılarının hakkının önünde yer alacaktır (TMK.mad.603/1). Önce murisin alacakları tatmin edilecek, ancak geriye bir şey kalırsa ölüme bağlı kazandırmalar terekeden yerine getirilecektir.
D) SONUÇ: Uyuşmazlık konusu sözleşmede davalıya karşı gerçekleştirilen kazandırma, vasiyet benzeri kendine özgü bir kazandırmadır; yoksa davalının kabulünü gerektiren bir bağışlama değildir. O nedenledir ki işlem şekle bağlı tutulmamıştır.
Bu böyle olmakla birlikte, davacının (murisin) alacaklılarının ve saklı paylı mirasçılarının bu ivazsız ve şekilsiz kazandırmanın risklerine karşı maddi açıdan korunmaları gerekmektedir (KRAUSKOPF, Der Vertrag zugunstenrit-ter, Dritter, Fribourg, 2000, -tez- N.1678 vd; Serozean, Miras Hukuku, iradi Mirasçılık, sh.200). Kaldı ki TMK.567 kuralı da üçüncü kişi yararına ölüme bağlı hayat sigortaları konusunda böylesine uzlaştırıcı bir yaklaşımı seçmiştir
Mahkemece yukarıdaki ilkeler dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet üreti takdir edilmemesi de usul ve kanuna aykırı bulunmuştur:
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASI), ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • E-satış u yap a girdim. satışa çıkacak ve satışda olan ilanlara tıklayatrak sayfasına girdim buradaki izlemeye al butonu gördüm ve bastım fakat i 
  • 26.04.2024 21:39
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini