 |
T.C
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/13930
K: 2003/13810
T: 01.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÇIPLAK MÜLKİYET
ÖZETİ: İntifa hakkı belirli bir eşya üzerinde tam olarak kullanma ve yararlanma yetkisi veren ayni bir haktır. Bu hakkın kurulmasıyla malikin yararlanma yetkisi intifa hakkı sahibi lehine tamamen sınırlanmış olur. Bu nedenle (intifa hakkı) hak konusunun tüm ekonomik faydalarını kapsadığından, malike yalnız "çıplak (kuru) mülkiyet" kalır ve o eşya üzerinde sadece hukuksal tasarruf yetkisini muhafaza etmekle yetinir.
4721 s. MK/803
Dava dilekçesinde 2.700.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü (2.073.907.000 TL) cihetine gidilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, davalı ile ileride evlenecekleri inancıyla evlilik dışı yaşadıklarını, davaya konu daireyi kuru mülkiyeti davalıya intifa hakkının kendisine ait olmak üzere satınaldığını, ancak evlilik birliğinin gerçekleşmeyip yedi yıldır ayrı yaşadıklarını, geri dönüp eve yerleşmek istediğinde kapı kilidinin değişmiş olduğunu gördüğünü beyanla intifa hakkı kendisine ait olan daireyi haksız olarak kullanan davalıdan 2.700.000.000 lira ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, "intifa hakkı sahibinin çıplak mülkiyet sahibine; intifadan meri için herhangi bir ihtar çekme zorunluluğu yoktur. Zira çıplak mülkiyet sahibinin taşınmazı kullanma hak ve yetkisi yoktur. Bu nedenle koşul bulunmasa bile intifa hakkı sahibinin ecrimisil talebinin kabulü ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne" karar verilmiştir. Mahkemece de kabul edildiği üzere; M.K. nun 803. vd. maddesinde düzenlenen intifa hakkına dayanıldığı takdirde, intifadan men koşulunun araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Zira intifa hakkı belirli bir eşya üzerinde tam olarak kullanma ve yararlanma yetkisi veren ayni bir haktır. Bu hakkın kurulmasıyla malikin yararlanma yetkisi intifa hakkı sahibi lehine tamamen sınırlanmış olur. Bu nedenle (intifa hakkı) hak konusunun'tüm ekonomik faydalarını kapsadığından, malike yalnız "çıplak (kuru) mülkiyet" kalmakta ve o eşya üzerinde sadece hukuksal tasarruf yetkisini muhafaza etmekle yetinir.
İntifa hakkı sahibi, hak konusu eşyanın (nesnenin) üzerinde doğrudan doğruya eylemli egemenlik (fiili hakimiyet) sahibidir.
Bu yön eşyadan beklenilen yararlanmaların elde
edilebilmesi için gereklidir. Bu nedenle, intifa hakkı sahibinin
eşyanın doğrudan doğruya ziUiyetliğine hakkı vardır ve
zilliyetliği koruyan tüm araçlardan ve davalardan yararlanır. Zira
intifa hakkı sahibi eşyanın (nesnenin) fiili zilyedi, malik ise asli
zilyedidir.
Ancak, dava konusu olayda; tarafların dava konusu dairede
evlilik dışı ve birlikte yaşama anlaşması ile oturdukları
anlaşılmaktadır. Davacının bu anlaşmayı bozduğunu ve davalı ile
gayrimenkulde, gayri resmi ilişkinin devamına yönelik oturma
rızasının ortadan kalktığını karşı tarafa bildirmesi gerekir.
Davacının bu yönde karşılıklı kurulan anlaşmanın bozulduğunu
bildirdiği tarihten itibaren ecerimisile hükmedilmelidir.
Mahmece, davacının bu yöndeki iradesini ya da dava
dilekçesinin karşı tarafa tebliğ tarihini dikkate almak suretiyle
karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen
kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde
tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz
itirazlan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün
HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin
alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
01.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.