 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2002/5037
K: 2002/5761
T: 21.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
4721/m.364,365
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı, eşinin ölmesi nedeniyle küçük çocukları için eşinin babasından yardım nafakası istemiş, mahkemece davalının nafaka takdiri halinde geçim zorluğuna düşeceği, davacının çalışarak ihtiyaçlarını giderebileceği, istemin samimi olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
743 sayılı Medeni Kanunun ( 4721 sayılı yasanın 364.maddesi ile değişik )315.maddesine göre; herkes, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt ve üst soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.
Yine aynı yasanın ( 4721 s.yasanın 365. maddesi ile değişik )316. maddesinde de; nafaka davasının mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda davacı sadece ölen eşinin babasından nafaka isteminde bulunmuş olup, mahkemece diğer yükümlü babaanne, ile davacının anne-babasının sosyal ve ekonomik durumları araştırılmadan karar verilmiştir.
Ayrıca davalının emekli maaşı dışında evininin altında çay ocağı işlettiği sabit olduğuna göre buradan da ne miktar gelir elde ettiği saptanmamıştır.
Diğer taraftan dosya kapsamına; günün ekonomik koşulları ve paranın alım gücüne göre davacı annenin geçim sıkıntısı içerisinde acze düştüğünün kabulü zorunludur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı dışındaki babaanne ile davacının anne ve babasının ekonomik, sosyal durumları araştırılıp davalının yükümlülüğüne düşebilecek nafaka miktarı belirlenmeli, yine davalının ( çay ocağı işletmeciliği dahil )tüm geliri saptanmalı, sorumluluğuna isabet eden nafakanın davalıyı olağanüstü geçim sıkıntısına ( müzayakaya )düşürüp düşürmeyeceği de karar yerinde tartışılıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.