 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2002/4229
K: 2002/6453
T: 4.6.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.85
Dava dilekçesinde 500.000.000 lira maddi, 2.500.000.000 lira manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davacı Vek. Av. Yasemin İmal geldi. Aleyhine temyiz olunan Davalı Vek. Av. Bekir Göksal gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü :
KARAR : Davada nişanın haksız olarak bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece maddi tazminat isteminin kanıtlanamadığından, manevi tazminat isteminin de davacının fahiş surette mutazarrır olmadığı gerekçesiyle reddi cihetine gidilmiştir.
Kanıtlanamayan maddi tazminat isteminin reddinde bir isabetsizlik yoktur.
Manevi tazminat yönünden;
743 sayılı Türk Medeni Kanunun 85. maddesinde "Bir taraf kendi kusuru olmaksızın nişanın bozulmasından şahsen fahiş bir surette mutazarrır olmuş ise, hakim onun zararı manevisini telafi için münasip bir tazminat hükmedebilir" hükmü getirilmiştir.
Anılan madde gereğince manevi tazminat talep edilebilmesi için, tazminat talebinde bulunanın kusurlu olmaması ve nişanın bozulması nedeniyle fahiş surette zarara maruz kalması gerekir.
Tarafların nişanlı iken düğün gününü kararlaştırdıkları, düğün gününe birkaç gün kala davalının istemi doğrultusunda düğünün ertelendiği bunu müteakip de nişanın bozulduğu anlaşılmaktadır.
Dosyadaki delillerden nişanın bozulmasında davacının kusurunun bulunmadığı, nişanın bozulması nedeniyle de fahiş surette mutazarrır olduğu tanık beyanları ile dosyaya ibraz edilen doktor raporlarından anlaşıldığına göre, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu istemin de reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için Yargıtay'daki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 250.000.000 lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.6.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.