Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2002/414
K: 2002/1200
T: 4.2.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
· GENEL VEKALETNAME İLE MUTAD İŞLERİN YAPILMASI
· ÖNEMLİ İŞLERDE ÖZEL YETKİ VERİLMESİ
· YETKİSİZ MÜMESSİL
ÖZET: Doktrinde Genel vekaletname ile ancak mutat işlerin yapılacağı, önemli işlerin yapılması için özel yetki verilmesi gerektiği görüşü hakimdir. Temsil yetkisi olmadan başkası adına hukuksal işlem yapan kimseye yetkisiz mümessil denir. Yetkisiz mümessilin yaptığı tahliye taahhüdü temsil olunanı bağlamaz. Bu hususlar üzerinde durulmadan tahliye taahhütnamesini geçerli sayarak buna ilişkin icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi doğru değildir.
(818. s. BK. m. 388/3 ,38, 39)
 
Dava dilekçesinde tahliye taahhüdüne dayalı takibe vaki itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
A) İDDİA, SAVUNMA VE HÜKÜM
Davada, tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiş; davalı, davanın reddini savunmuş; mahkemece davalıyı temsile ve ilzama yetkili kişi tarafından verildiği anlaşılan tahliye taahhütnamesine dayanılarak itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; B... Döviz ve Altın Ticaret A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde (dava dışı) Muharrem ile davacı arasında 1.10.1998 tarihinde iki yıl üç ay süreli kira sözleşmesinin kurulduğu, aynı kişinin 8.2.1999 tarihinde şirketteki hissesini devrederek ortaklıktan ayrıldıktan sonra davacı tarafa karşı 1.12.1999 tarihinde tahliye taahhüdünde bulunduğu ve görülmekte olan davanın da sözü edilen taahhüt üzerine açıldığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemeye göre, tahliye taahhüdünde bulunan dava dışı Muharrem'in yetkisinin alındığına veya payının devredildiğine ilişkin herhangi bir tescil ve ilan yapılmaması nedeniyle iyiniyetli olan 3. kişiler ve bu arada davacılar bakımından yapılan hukuksal işlemlerin (tahliye taahhüdünün) geçersizliği ileri sürülemez.
B) UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNDE GÖZÖNÜNDE BULUNDURULMASI GEREKEN BİLGİLER
a)GENEL VEKİL MUTAD DIŞI İŞLEMLERİ YAPAMAZ
Hukuksal işlemlere ilişkin vekalet, ayrı ayrı belirtilen bir veya birkaç işlemin yapılması için verilebileceği gibi her türlü işlemlerin veya bir grup işlemlerin yapılmasına izin veren genel bir nitelik de taşıyabilir (Esener, Turan: Salahiyete Müstenit Temsil, Ank. 1961, sn. 77).
Genel (umumi) vekil, yalnız alışılagelmiş, olağan tedbirleri almağa yetkilidir; vekilin mudad dışı, olağanüstü işlemlerin yararı ve yapılması imkanı hakkında müvekkilin dikkatini çekmeğe ne derece mecbur olduğu hususu vekalet ilişkisinin güvene dayanan niteliği gözönünde tutularak, iyiniyet kurallarına göre tayin olunur (Tandoğan, Haluk: Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, c.II "Ank. 1987, sh. 396). O halde denilebilirki; duraksama halinde, bir genel vekalet, yalnız olağan (mutat) yönetimi kapsar. Bu nedenle vekilin yararlı saydığı bütün işler genel vekaletle yapılamaz. Örneğin hisse senetlerinin idaresi için verilen vekalet, duraksama (tereddüt) halinde, bu işin sebep olabileceği tüm hukuksal eylemleri yapmaya vekaleti içine almaz, tam tersine yalnız (kuponların bedellerini tahsil etme gibi) mutat hukuksal eylemleri kapsar. Bununla birlikte ortak olarak yeni hisse senetlerinden satın alma hakkını kullanmaya yetki vermez (Becker, H: Borçlar Hukuku, Çeşitli Sözleşme ilişkileri. Çev. Suat Dura, Ank. 1993, sh. 694).
b)ÖZEL TEMSİL YETKİSİNİ GEREKTİREN DURUMLAR (BK. mad. 388/III) VE BURADA ANILANLARIN SINIRLI SAYMA OLUP OLMADIĞI SORUNU
Özel temsil yetkisini gerektiren durumlar genel vakelet dolayısıyla BK. mad. 388/III'de ve davaya vekalet dolayısiyle de HUMK. mad. 63'de sayılmış bulunmaktadır. Yasadaki bu saymanın sınırlı sayıda olup olmadığı hususu bilimsel öğretide tartışmalıdır. Bazı yazarlara (Müdderrisoğlu, Feridun: Avukatlıkta Vekalet ve Ücret Sözleşmesi ve içtihatlar, Ank. 1974, sh. 48,49; Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, c.II, ist. 2001, sh. 1281) ve bir kısım Yargıtay kararlarına göre (4 HD. 22.12.1964; 15566/6310), sözkonusu hükümlerde sayılan durumlar, örnek olarak gösterilmiştir. Buna göre: "işlemin müvekkil bakımından çok önemli olması nedeniyle, o önemli işlemin yapılması için de vekile özel yetki verilmesi gerekir." (Kuru sh. 1281). Bir başka görüşe göre ise, kanundaki sayma, örnek gösterme gibi değil ve fakat kural olarak sınırlı bir sayma gibi kabul edilmelidir. Ancak BK. md. 388/III de sayılan durumlarla çok yakın benzerliği bulunan sınırlı hallerde ve dava ile ilgili müvekkil bakımından önemli bazı işlemlerde sınırlı sayma kurallarından ayrı-lınması bir dereceye kadar savunulabilir (Tandoğan, sh. 397, 398). Buna göre, özel yetki halleri öncelikle:
aa) Kanunda sayılanlara benzemelidir.
bb) Temsil olunan bakımından, sayılanlar kadar tehlikeli olmalıdır.
cc) Temsilcinin genel temsil yetkisinin kapsamına göre olağanüstü işlem karakterine haiz olmalıdır (Şükrü Yıldız: Doğrudan Doğruya iradi Temsilde Özel Temsil Yetkisi Gerektiren Haller, İBD. C.65, sayı: 1-3, ist. 1991, sh.29).
c) KİRA SÖZLEŞMESİNİ MÜVEKKİLİ ADINA VE HESABINA GERÇEKLEŞTİREN GENEL VEKİLİN, KİRALAYANA VERECEĞİ TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN GEÇERLİLİĞİ İÇİN ÖZEL YETKİYE SAHİP OLMASI GEREKLİMİDİR?
Önce şu ilke belirtilmelidir: Her olayda vekaletin nasıl anlaşılması gerektiği husus hal ve şartlara göre karara bağlanmalıdır (BGE 41 II 271 vd). Borçlar Kanunun 18. maddesi hükmünce temsil belgesinin bütünü gözönünde tutularak anlamlandırılması ve temsil yetkisinin tereddüt halinde geniş olarak değil ve fakat dar olarak verilmiş olduğu esasından hareket edilmelidir (4. HD. 8.10.1959; 5816/7057). Buna göre:
aa) Geniş yetkileri kapsayan genel vekaletnamelerde durum:
Burada müvekkilin (vekile) vermiş bulunduğu (tahliye taahhüdü dışındaki) diğer özel yetkilerin kapsamı dikkate alınmak gerekecektir. Örneğin, temsil caiz olan bütün hukuksal işlemler için kendisine genel vekalet verilen kimsenin, müvekkili adına ayrıca özel yetki olmaksızın ödünç alma sözleşmesi yapabileceğini, Federal Mahkeme, vekaletnameyi yorumlayarak ve taşınmazların temliki ve ipotek edilmesi gibi daha önemli işlemler için de yetki verilmiş olmasını gözönünde tutarak, kabul etmiştir (BGE 99 II 39). Uygulamanın da aynı yönde olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de Yargıtay'ın bir kararına göre; vekile verilen (kiralama, feragat, kabul, sulh ve işyerini tasfiye) gibi geniş ve özel yetkileri içeren vekaletnamede tahliye taahhüdü yetkisine ayrıca yer verilmemiş olması, vekilin kendi kiraladığı taşınmaz için kiralayana vermiş bulunduğu yazılı tahliye taahhüdünü geçersiz kılmaz (6. HD. 27.3.1991; 3489/4326). Aynı konuda Yargıtay'ın bir başka kararında şu tümcelere yer verilmiştir: "Avukatın her hususta müvekkilini temsile, ahzukabza, sulh ve ibraya, davadan feragata, feragati kabule yetkili olduğu açıklanmıştır. Çoğun içinde az da mevcut olup, avukat... müvekkili adına tahliye taahhüdünde bulunmaya yetkilidir. Yasalarda, bu meyanda İİK'nunda bu hususta özel bir yetki gerektiğine dair bir hüküm yoktur" (12. HD. 12.2.1981; 8935/1362)
bb) Olağan ve normal işleri kapsayan genel vekaletnamelerde durum:
BK. 388/III'e göre: Vekil özel olarak yetkili kılınmadıkça, dava açamaz, sulh olamaz.tahkim sözleşmesi yapamaz, mal bağışlayamaz, bir taşınmaz mülkiyetini devredemez ve sınırlı ayni haklarla takyit edemez, kambiyo senetleri düzenleyemez.
Somut olayda vakeletname yorumlanarak vekilin bazı olağanüstü işlemler için özel yetkiye sahip olması gerektiği sonucuna ise pekala varılabilir. Gerçekten de vekilin mutad dışı ve olağanüstü ve de BK. mad. 388/III'de sayılan hallere çok yakın benzerliği bulunan önemli bazı işlemlerde özel yetkiye sahip olması aranabilir (Tandoğan,sh. 396; Zevkliler, Aydın: Özel Borç ilişkileri, Ank. 1998, sh. 368). Tıpkı, vekilin, kambiyo taahhüdü için özel yetki arayan BK. md. 388/III'ün kıyas yoluyla kambiyo senetleri benzeri senetlere de uygulaması gerektiği gibi (Becker sh.696).
O halde; vekaletnamesinde (tahliye taahhüdüne) ilişkin bir yetki bulunmayan, olağan ve normal işler için verilen vekaletnameye dayanarak müvekkili (tehlikeye sokan ve tekrar düzeltilmesi mümkün olmayan bir sakınca yaratacak şekilde) vekil tarafından kiralayana verilen tahliye taahhüdünün geçerliliğinden sözedilemez. Kaldı ki kira sözleşmesini kuran kişinin, müvekkili hesabına (aleyhine) tahliye taahhüdünde bulunması husus vekilin ödevlerinden değildir. Vekilin bu yasaklılığı (yaptığı işlemin geçersizliği), tabii (doğal) borçların ifasını da bu nedenlerle kapsar (Kars. Becker, sh. 697).
Yukarıda açıklanan  bilimsel görüşlerin  ışığında Yüksek Yargıtay 6 HD'nin hiçbir ayrıma gerek görmeden vardığı "Kira sözleşmesi yapmaya yetkili şahsın bu sözleşme ile ilgili tahliye taahhüdü vermesi ve bu taahhüdün geçerli kabul edilmesi yetkisinin içerisinde varsayılmak icabeder" (6. HD. 2.6.1986; 6232/7823) şeklindeki sonuç tartışılmaya değer görülmüştür. Zira temsilcinin sadece kendisine verilen sınırlandırılmış temsil yetkisi sınırları içinde hukuksal işlemler yapmakla ödevli olup, bunun dışında temsilcinin başka işlemlerin yapılmasına ilişkin herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır (Yıldız, sh. 24). Kaldı ki kira sözleşmesi yapmaya mezun kalınan kimsenin temsil kudreti, sözleşmenin kurulmasından itibaren artık vekaletin konusu kalmadığı cihetle son bulur (Andreas von Tuhr: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, c. 1-2, çev. Cevat Edege, Ank. 1983, sh. 329). Gerçekten de bir kira sözleşmesi kurmaya mezun kılınan mümessil - temsil kudreti ayrıca tahliye taahhüdü vermesine de şamil olmadıkça tahliye taahhüdü vermeye, mezun değildir (Kars. Tuhr, sh.329, dip not: 57).
Dahası var: Bilimsel öğretide savunulan bir görüşe göre: "Genel vekilin-taşınmazı kiraya vermesinde, BK. mad. 388/III özel yetki aramamakta ise de, işin mutad işlemler çevresini aştığı iddiasının ileri sürülmesi olasılığı bakımından özel yetki aranması ihtiyata uygun olur" (Tandoğan, Haluk: Borçlar Hukuk, Özel Borç ilişkileri, c.1/2, Ank. 1985, sh.105).
d) YETKİSİZ TEMSİL:
Bir kimse temsil yetkisi olmadığı halde başka bir kişi adına bir hukuksal işlem veya sözleşme yaparsa yetkisiz temsil sözkonusu olur.
Yine bir kimse üçüncü bir kişi ile başkası adına bir hukuksal işlem yaptığı zaman temsil yetkisine haiz değilse, yapılan işlemin hüküm ve sonuçları hiçbir şekilde temsil olunanın hukuksal alanında meydana gelmez.
Temsil yetkisi olmadan başkası adına hukuksal işlem yapan kimseye yetkisiz mümessil denir (Bkz. Eren, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, c.1, 6. bası, ist. 1998, sh. 422).
O halde yetkisiz temsil ilişkisinde mümessilin yaptığı işlem (tahliye taahhüdü), temsil olunanı (davalı) bağlamayacağı ve dolayısı ile onun leh ve aleyhinde bir borç veya alacak doğurmayacağı gibi, onun aleyhine bir tazminat da doğurmaz. Zira yetkisiz mümessilin yaptığı işlemin tarafı, kendisine yetki vermediği için, temsil olunan (davalı) değildir.
e) GENEL OLARAK VEKALETİN VE ÖZEL OLARAK ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN TEMSİL YETKİLERİNİN KAPSAMI
aa) Vekaletin Kapsamı
BK. mad. 388/1'e göre, vekaletin kapsamı sözleşme ile açıkça tespit edilmemişse ilişkin olduğu işin mahiyetine göre tayin dilir. İşin niteliği, işgörme ile erişilmek istenilen amaç, olayın özellikleri, bu konudaki teamüller vekilin neler yapması ve nelerden kaçınması gerektiğini belli eder (Becker, sh. 692, Tandoğan, sh. 393). Genellikle temsil kudreti mümessili, temsil edilen kimsenin menfaatine uygun olarak bir faaliyette bulunmaya mecbur kılan hukuksal bir bağlantının (hizmet, şirket, vekalet sözleşmeleri gibi) zorunlu ve doğal bir sonucudur (Tuhr, sh. 324). Vekaletin kapsamı belli edilirken bu durumun da dikkate alınması gerekir.
bb) ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN TEMSİL YETKİLERİNİN KAPSAMI
Ticari mümessiller (BK. mad. 449-452), diğer ticari vekiller (BK. mad. 453), kollektif ve komandit şirket ortakları (TK. mad. 376-256) anonim şirket yönetim kurulu üyeleri (TK. mad. 321) gibi genel temsil yetkisi sahibi olanların bu yetkilerinin kapsamı üçüncü kişilerce kanundan ve ticaret sicilinden anlaşılır (Domaniç, H: Ticaret Hukukunun Genel Esasları, 4. bası, ist. 1988, sh. 317; Poroy, Reha: Ticari işletme Hukuku, 5. bası, ist. 1987, sh. 161; Tandoğan Sh. 396).
TTK'nun 317. maddesine göre, anonim şirket, idare meclisi tarafından idare ve temsil olunur, idare meclisi (ise) şirketin kuruluş amacı ile iştigal konusuna (TTK. mad. 137) göre, şirket işlerini yürüten bir organdır.
TTK'nun 321/l'e göre, anonim şirketi temsile yetkili olanlar şirketin amaç ve konusuna dahil her nevi işleri ve hukuksal işlemleri şirket adına yapmak ve yazılı yapılan işlemlerde ise, şirket unvanını kullanmak suretiyle, bu unvan altına imzalarını atarlar.
Anonim şirket (ana sözleşmesi) ile, iki veya daha çok kimseye şirketi temsil yetkisi verilmişse, bunlardan sadece ikisinin imzası, şirketi bağlamak için yeterlidir (TTK. mad. 321/3).
Kendisine, ister temsil olunan iradesi ile ya da işin mahiyeti veya kanunen genel temsil yetkisi verilen temsilci, bazı işlemleri özel yetki yetkisini sınırlayacağından, vekilin şerh verdirme hususunda özel yetki alması gerekir (olmadıkça yapamayacağı hususu BK. mad. 388/III'de öngörülmüştür. BK. mad. 388/111 böylece vekaletin kapsamına yasal bir sınırlama getirmiş bulunmaktadır. Bu sınırlama iyiniyetli üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir (Tandoğan sh. 396). Örneğin genel vekilin taşınmazları adi kiraya veya hasılat kirasına verebilmesi için özel yetkiye ihtiyacı yoktur (12. HD. 11.5.1982; 4134/4259). Fakat taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerinin tapu siciline şerh verilmesi müvekilin tasarruf yetkisini sınırlayacağından, vekilin şerh verdirme hususunda özel yetki alması gerekir (Tandoğan, sh. 401).
Temsil yetkisinin kapsamı, anonim ortaklığın anasözleşmesinde yazılı işletme amaç ve konusu ile sınırlıdır. Anasözleşmede aksine hüküm yoksa, ortaklığı temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası olmadıkça, o işlem ortaklık bakımından geçerli sayılmaz. Bu iki imzadan birinin yönetim kurulu üyesine ait olması gerekir (TTK. mad. 321).
C) Sonuç : Mahkemece; davalı vekilinin (dava dışı Muharrem) ortada hiçbir gerek yok iken vermiş bulunduğu (tahliye taahhüdünün) mutad dışı (olağanüstü) bir mahiyet veya müvekkil (davalı) için tehlike arzedip etmeyeceği hususları üzerinde durulmadan ve hatta çift imza kuralına (TTK. mad. 321) uyulup uyulmadığı konusu incelenmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini