 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2002/3884
K: 2002/4771
T: 2.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ECRİMİSİL ( Hazine Arazisinin Haksız İşgali Nedeniyle )
- MAHKEME KARARI ( Kararda Maddi ve Hukuki Olay ve Meselelerin Özü Sonuca Götüren Gerekçelerin Ne Olduğunun Belirtilmesi )
- GEREKÇELİ OLMA ZORUNLULUĞU ( Anayasaya Göre Mahkeme Kararlarının Gerekçeli Olmasının Gerekmesi )
- YARGITAY DENETİMİ ( Denetimin Ancan Mahkeme Kararının Gerekçe T aşıması Halinde Mümkün Olabilmesi )
1086/m.7,388
743/m.908
2709/m.143
DAVA : Dava dilekçesinde 1.355.067.350 lira malzeme bedeli ve ( 1.467.124.000 )lira ecrimisil faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın malzeme bedeli yönünden aynen kabulü, ecrimisil talebi yönünden ise HUMK 7/1 maddesi gereğince reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü :
KARAR : Davada; hazine arazisinden çıkarılarak alınan "malzeme bedeli" fazlası saklı olarak ( 1.355.067.350 )lira ile hazine arazisinin fuzuli işgalinden dolayı ( 1.467.124.000 )lira ecrimisil talep edilmiş, mahkemece; malzeme bedeli yönünden yaptırılan iki bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporlarda hesaplanan malzeme bedelinin talep edilen miktardan fazla olması nedeniyle hangi bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilmeden malzeme bedelinin aynen kabulü, ecrimisil talebi yönünden ise, ecrimisilin idari işlemle tahsil edilebileceği belirtilerek bu yöndeki talebin HUMK 7/1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
HUMK'nın 388.maddesinin 3-5.bentleri hükümlerine göre, mahkeme kararlarının asgari olarak, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, mahkemece incelenen maddi ve hukuki olay ve meselelerin özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçenin ne olduğu hususlarını ihtiva etmeleri zorunlu bulunmaktadır. Yine, mer'i Anayasanın 141.maddesinin 3.fıkrası hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını amir bulunmaktadır. Kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK'nın 428.maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilir. Diğer bir deyişle, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Temyiz konusu yapılan mahkeme hükmü ise, HUMK'nın 388/3-5.maddesinde belirtilen unsurları ve özellikle malzeme bedelinin kabulüne ilişkin gerekçenin ne olduğu belirtilmeyerek sadece "her iki bilirkişinin hesapladığı miktarın talepten fazla olduğu bu nedenle malzeme bedeline ilişkin talebin aynen kabulü" gerektiği belirtilmiştir.
Oysa dava dosyasında bulunan bilirkişi raporlarının ilkinde ( 4.437.707.625 )lira malzeme bedeli hesaplanmışken, ikinci raporda ise ( 3.017.641.185 )lira hesaplanmıştır. Davacı "fazlası saklı olarak" ( 1.355.067.350 )lira malzeme bedeli talep etmiştir.
O halde; yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı dava dilekçesinde "fazlası saklı olarak" malzeme bedeli talep edilmiş bulunmasına göre mahkemece, hangi bilirkişi raporunun hükme dayanak yapılarak, malzeme bedeli konusunda karar verildiği belirtilmesi gerekirken, bu husus da gerekçeli kararda bir açıklık bulunmaması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 2.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.