 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E : 2001/8656
K : 2001/8892
T : 9.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde itirazın iptali ile icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARl
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, ödenmeyen kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsili istenilmiş, mahkemece, bir kısım ödemeler bulunduğu açıklanarak, itirazın iptali isteminin kısmen kabulüne ve her iki taraf lehine icra inkar tazminatı verilmesine, tahliye hususunda ise (taşınmaz tahliye edildiğinden) karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
MK.nun 6. maddesi uyarınca kural olarak herkes iddiasını ispat etmek durumundadır. Somut olayda taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi bulunduğu ve aylık kiranın net 120.000.000 lira olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kira borcunun ödendiğini, ödemelerin (davacının zımni muvafakati ile) oğlu Oktay'a ve tanık Erhan'a yapıldığını savunmuştur.
Mahkemece davacı Mediha'nın yemin beyanı, Cumhuriyet Savcılığı hazırlık soruşturmasındaki beyanlar ve banka hesap dökümleri aktarılarak delillerin tartışması yapılmadan yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden karar verilmiştir.
Oysa, HUMK'nun 388/3 maddesi gereğince kararda: "iki tarafın iddiası ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep..." yer alması gerekir.
Bundan ayrı olarak, HUMK'un 339 vd. maddeleri gereğince yemin yaptırılması gerekirken usule ve yasaya aykırı şekilde uygulama yapılarak bu yeminin hükme esas alınması da bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan İİK. 67/2. madde gereğince reddedilen miktar üzerinden davalı yararına icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için davacının kötüniyetli olarak icra takibinde bulunması zorunludur. Somut olayda taraflar arasında sözlü kira ilişkisinin sürdürülüş şekli her iki tarafı da tereddüte düşürecek niteliktedir. Ödemelerin doğrudan mal sahibi davacıya yapılmıyor olması da dikkate alındığında davacının kötüniyetli icra takibinde bulunduğu kabul edilemez. Bu nedenle davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş davalının ödeme savunmasına isas delilleri toplayıp teklif edilen yemini usulüne uygun yaptırıp davacıdan "davalının kira parası ödemelerini oğlu Oktay ve tanık Erhan'ın almasına muvafakat edip etmediği, doğrudan veya dolaylı olarak toplam ne kadar kira parası aldığı" hususları açıklattırılıp deliller karar yerinde tartışılıp, red ve üstün tutma sebepleri gösterilip denetime elverişli olacak şekilde çıkarılan sonuç ortaya konulup davalı tarafın inkar tazminatı isteminin reddiyle davanın esası hakkında karar vermekten ibarettir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alman temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 9.10.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.