Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2001/48
K: 2001/631
T: 25.1.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • MÜŞTEREK MÜLKÜN İDARE ŞEKLİ
  • PAYDAŞLARIN SORUMLULUĞU
ÖZET:   Müşterek  mülkiyete  konu  taşınmazın  idaresi konusunda aksine sözleşme yoksa her bir paydaş taşınmazın idaresinde söz hakkına sahiptir.
(743 s. MK. m. 624, 626/1)
Dava dilekçesinde 90.000.000 lira alacak için takibe vaki itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davacı yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili, davalının ikamet etmekte olduğu sitenin yönetim giderlerini ödemediği, bu nedenle 90.000.000 lira yakıt parası ve elektrik giderinin tahsili amacıyla yapılan takibe borçlunun haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle, itirazın iptali, takibin devamı ve inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, gerekli ısınmayı sağlayamadığı için ödeme yapmadığını savunmuş, mahkemece kooperatif tüzel kişiliği devam ettiği sırada oluşturulan yönetimin tüzel kişiliği olmadığından ve yakıt giderini istemekte yetkili olmadığından ve böylece davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, kooperatif tüzel kişiliği devam ederken taşınmazın yönetimi ile ilgili olarak oluşturulan tüzel kişiliği bulunmayan heyetin husumet ehliyeti noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu sitede henüz kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulmadığı hususu tapu kaydı ile sabit olup, taşınmaz müşterek mülkiyet hükümlerine tabi bulunmaktadır.
MK. madde 626/1, "Müşterek mülkiyete terettüp eden veya müşterek mülkiyeti takyid eyleyen idari masraflar, vergiler vesair mükellefiyetler; hilafına hüküm yoksa hisseleri nispetinde bütün hissedarlara ait olur." Bu hüküm paydaşların dışa karşı borç durumunu, yani üçüncü kişiye karşı kimin borçlu olduğunu değil, paydaşlar arasındaki iç ilişkiyi (örneğin müşterek mülkün aydınlatılması ve ısınması için sarf edilen elektrik ve yakıt ücreti gibi) düzenlemektedir. Maddede yeralan "hüküm" sözü bir kanun veya mahkeme hükmü anlamına kullanılmış değildir. Kastedilen, paydaşlarca aksinin kararlaştırılmamış olmasıdır.
MK. madde 624'e göre: "Hilafına mukavele olmadıkça hissedarlar müşterek mülklerini biliştirak idare ederler." Öyle ise, paydaşlar, müşterek mülkün ne tarzda idare edileceğini bir sözleşme ile belirleyebilirler. Fakat bu sözleşme ancak tarafları ve külli haleflerini bağlar, cüzi halefleri bağlamaz.
İdare hususunda aksine sözleşme yoksa paydaşlar müşterek mülkü, "biliştirak" idare edeceklerdir. Bu, her paydaşın idarede söz hakkı sahibi olduğunu, idareye ilişkin kararları paydaşların toplanarak alacaklarını ifade eder.
Öte yandan paydaşlar, paydaş sayısının çoğunluğu ile alacakları bir kararla, alelade işlerin görülmesi hususunda başka hal tarzı tayin edebilirler, idari işleri görmek için bir idareci tayini hususunda, çoğunlukla alınan karar yeterlidir.
Bağımsız bölüm malikinin ana yapının ortak giderlerinden doğan borcu, hukuki yönleri bakımından kooperatif ile üyesi arasındaki ilişkiden farklı olmakla kooperatif tüzel kişiliğinin devam etmesi müşterek malikleri toplanarak giderler ve tahsili usulü hakkında özel anlaşma yapmalarına ve bu yönde yönetici tayin etmelerine engel değildir.
O halde, 104 malikten 65'nin katılımı ile gerçekleştirilen 24.11.1999 tarihli toplantıda yakıt giderlerini toplamak üzere davacıların yönetici olarak atanması ve yakıt gideri miktarının belirlenmesi ile tahsili hususunda yönetim kuruluna icra takibi yetkisi verilmesine dair alınan karar özel sözleşme niteliğinde olup tüm malikleri bağlar. Zira malikler sözleşme yaparak, idare konusunda diledikleri şekli seçebilirler. Bu konuda aksine yasada amir bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki malikler tarafından oluşturulan yönetimin kendisine verilen yetkileri kullanabilmesi için tüzel kişiliğe haiz olmasına da gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.1.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini