 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2000/8562
K: 2000/9245
T: 2.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SALMA VEYA İHTİYAR MECLİSİNCE HÜKMEDİLEN PARANIN TAHSİLİ
- GÖREV
Karar Özeti: Köyce salma veya ihtiyar meclisince hükmedilen paranın tahsili mercii ilgili idare olup, mahkeme bu hususta görevli değildir.
(442 s. Köy K. m. 13,14, 66)
Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına +%40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, imeceye katılmayan davalı hakkında gerçekleştirilen (satma) bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiş, mahkemece (salma)nın ancak 18-50 yaş arasındaki erkeklerden alınabileceği oysa davalının 50 yaşından büyük olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
442 sayılı Köy Kanununun 13. maddesinde köylünün mecburi olan işleri, 14. maddesinde de yapılması köylünün isteğine bağlı olan işler tahdidi olarak belirtmekte, anılan 13. maddede yer alan "köye su getirmek" işi yapılması köylünün mecburi işlerinden olup, bu işi yerine getirmeyenlerden alınmasına karar verilen paranın sözü edilen Kanunun 16. maddesi anlamında "salma" olarak kabul edilmelidir.
Aynı Kanunun 66. maddesinde; köyce salınan parayı ve ihtiyar meclisince hükmedilen paraları vermeyenlere yirmibir gün zarfında borcunu vermesi için köy muhtarı tarafından haber gönderilir. Yirmibir günün sonunda borçlu gene borcunu vermezse ihtiyar meclisinin mazbatası Hükümete gönderilir. Vali veya Kaymakam veya Nahiye Müdürü maddenin müteakip fıkralarında belirtilen usule göre parayı tahsil ve köy sandığına teslim eder.
Bu durumda köyce salman veya ihtiyar meclisince hükmedilen paranın tahsil mercii sözü edilen 66. maddede belirtildiği üzere ilgili idare olup, mahkeme bu hususda görevli bulunmamaktadır.
Bu nedenle mahkemece dava dilekçesinin HUMK.nun 7. maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi yasaya uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.10.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.