 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/5989
Karar No: 2000/6135
Tarih : 26.6.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.000.000.-TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 46.132.637.860 lira ecrimisilin dava tarihi olan 30.11.1998 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süre içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili 30.11.1998 tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin, Ankara, Çankaya, Karakusunlar mahallesinde kain imarın 27467 ada 2 nolu parseli teşkil eden 5100 metrekareden ibaret arsanın imar uygulaması neticesinde 2 7.11.1994 tarihinden beri sahibi olduklarını, davalı belediyenin arsanın 4943 metrekarelik kısmını asfalt şantiyesi olarak kullandığını, bu fiili durumun tescil tarihinden itibaren devam ettiğini, bunun için de müvekkilinin taşınmazı tasarruf edemediklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.000.000 lira ecrimisilin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı belediye vekili, davanın yersiz açıldığını ve istenen ecrimisil miktarının da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini, istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulü ile 46.132.637.860 lira ecrimisil bedelinin dava tarihi olan 30.11.1998 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı idareden tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı belediye vekili tarafından suresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre .sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, mahkemece bilirkişi inceleme yaptırılmış, alınan raporlarda taşınmazın metrekare birim fiyatı üzerinden arsa değeri bulunup, bu değerin % 5 yıllık kira bedeli olarak kabul edilerek ecri misil miktarı hesap edilmiştir.
Davacılar vekili, dilekçesinde taşınmazın kiralama, inşaata verme, depo, ardiye vs. gibi kullanılabileceğini ileri sürerek zararın varlığını açıklamıştır.
İşgal zararı, gelir getirebilecek bir yerin işgali nedeniyle malikin o yerden olağan biçimde yararlanmaması yüzünden mal varlığındaki artışa engel olmaktır. Bu engel olmanın sağladığı mal varlığına girmeyen çoğalma en az kira en çokta tam gelir yoksunluğu olarak, değişebilir. Tazminatın amacı elatma olmasaydı malikin mal varlığı ne durumda olacak idi ise o durumun sağlanmasıdır.
Olayımızda, davacının uğradığı zarar "kira geliri kaybı" olup, ispatı yönünde somut delil ileri sürülmemiştir. Davacının bu konudaki soyut iddiasına dayanılarak asgari kira gelirinin hesaplanmasında bilirkişilerce uygulanan yöntem doğru görülmemiştir. Mahkemece, kira gelir kaybının hesaplanmasında davalının taşınmazı asfalt şantiyesi olarak kullandığı gözönünde tutularak, benzer nitelikteki yerlerin işgalin başladığı (27.11.1994 tarihindeki) kira paraları, emsal kira sözleşmeleri getirtilip bilirkişi marifetiyle incelettirilmeli , dava konusu taşınmazın büyüklüğü ve kullanım biçimi gözetilerek işgal tarihindeki kira parası (ilk dönem ecrimisil miktarı) belirlenmeli, sonraki yıllar için ise Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönem için ecrimisil miktarı hesap edilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün H U H K, nün 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.6.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.