 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/2661
Karar No: 2000/2831
Tarih : 28.03.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde 81.750.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 18.584.500 liranın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada; davacı Vakıflara ait taşınmazda 9.6.1995 tarihinden beri kiracı olan davalıdan (4331 sayılı Kanun gereğince yeni sözleşme yapmadığı için 27.4.1998 tarihinden itibaren fuzuli şagil olması nedeniyle 28.4.1998 tarihinden 17.8.1998 tahliye tarihine kadar) 81.750.000 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece ; davalının 4331 sayılı Kanun gereğince fuzuli şagil durumunda bulunmadığından ve kiracılık sıfatının devam ettiğinden bahisle ihtilafsız dönemde ödenen aylık 5.115.000 TL kira parasının esas alınması suretiyle 18.584.500 TL kira alacağının yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü davacı Vakıflar vekili temyiz etmektedir.
Vakıf taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerine son vermek amacıyla Tabii Afetlerden Zarar Gören Taşınmazların Afet Öncesi Kiracılarına Kiracılık Hakkı Tanınmadı ve Devam etmekte Olan Kira Sözleşmelerinin Sona Erdirilmesi ile ilgili olarak 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna Ek Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair 4331 Sayılı Konun 23.1.1998 tarihinde kabul edilip, 27.1.1998 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Söz konusu kanunun 2.maddesiyle 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 6.maddenin 1.fıkrasında "Vakıflar Genel Müdürlüğünün mazbut ve mülhak vakıflara ait gayrimenkullere ilişkin kira sözleşmeleri bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren 3 ay sonra sona erer" hükmü getirilmek suretiyle mevcut kira sözleşmelerine son verilmiştir. Bu açık hükümden anlaşılacağı üzere kira sözleşmelerinin belirtilen tarihte sona ermesi hiç bir taraf işlemine veya herhangi bir koşula bağlı tutulmamıştır.
Esasen kanun koyucunun amacı devam eden kira sözleşmelerini ortadan kaldırmak, tarafların anlaşmaları halinde yeni kira sözleşmelerinin yapılmasını sağlamaktan ibarettir. Maddenin daha sonraki fıkralarında ise, yeniden yapılacak kira sözleşmelerinin nasıl yapılması gerektiği ve yapılma süreleri açıklanmış, ayrıca kanun gereği kira sözleşmeleri son bulan kiracılara idarece önerilen, koşulları ve kira bedelini kabul ettikleri takdirde yeni kira sözleşmeleri yapmaları için öncelik hakkı tanınmış, öngörülen koşullarda ve sürede yeni kira sözleşmesi yapmayan kiracılarında ne şekilde tahliye edilecekleri hükme bağlanmıştır.
O halde geçici 6. maddesinin 1. fıkrası hükmüyle kira sözleşmeleri son bulan kiracıların, sonra gelen fıkralarda belirtilen sürede ve koşullarda yeni kira sözleşmesi yapmamaları halinde haksız elatan (fuzuli şagil) durumuna düşeceklerinde kuşku yoktur. Daha açık bir anlatımla 4331 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 27.1.1998 tarihinden itibaren 3 ay içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevellilerince rayiç yada emsal bedellere uygun olarak yeni kira bedeli ve koşulları tesbit edilip kendilerine tebliğ edilmesine karşın 3 ayı takip eden 30 gün içerisinde kira sözleşmesi yapmayan eski kiracıların önceki kira sözleşmelerine dayanarak hak iddia edemeyecekleri açıktır.
Ancak, 4331 sayılı Kanun Anayasa Mahkemesinin 20.5.1998 tarih 1998/10-18 sayılı ilamı ile iptal edilmiştir. Fakat iptal edilen kanuna göre oluşan kazanılmış hakların korunması; buna bağlı olarak hukuka ve devlete güvenin sağlanması, hukuk devletinin en önemli amaçlarından olan huzurlu ve istikrarlı bir ortamın yaratılması için Anayasanın 152/3 maddesi ile iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği kuralı kabul edilmiştir. Bu nedenle iptal kararının geriye yürümesini zorunlu kılan bir nedenden söz etme olanağı yoktur. Aksinin kabulü Anayasanın 152/3 maddesine ve "kazanılmış hak" kuralına ters düşen bir sonuç ortaya çıkarır.
Somut olayda, davalı kiracıya yöntemine uygun biçimde gerekli tebligat yapılmış, buna rağmen süresi içerisinde yeni bir kira sözleşmesi yapmayarak taşınmazda haksız elatan (işgalci) durumuna düşmüştür .
Bu nedenle, mahkemece; davalının haksız işgal ettiği dönem dikkate alınarak (ve bilirkişi raporu da gözönünde bulundurularak) ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken, kiracılık sıfatının devam ettiğinden bahisle düşük kira bedelinin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz o nünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA. peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 28.3.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.