 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2000/11986
K: 2001/144
T: 18.1.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KISA KARAR-GEREKÇELİ KARAR
- KARARIN NİTELİĞİ
ÖZET: Gerekçeli karar ile kısa karar birbirine uygun olmalıdır. Hüküm fıkrasının açık ve infazda tereddüt yaratmayacak biçimde olması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 388)
(YİBK., 10.4.1992 tarih ve 1991/7-1992/4 s.)
Dava dilekçesinde kira parasının 1.12.1999 gününden başlayarak aylık, net 700.000.000 lira olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile aylık kira parasının net 468.000.000 lira olarak tesbiti cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, 1.12.1999 tarihinden itibaren başlayan dönem kira parasının tesbiti istenilmiş, mahkemece "hak ve nesafet" ilkesi gereğince yeni dönem kira parası saptanmıştır.
Mahkemece, kısa kararda "aylık kiranın 1.12.1999 tarihinden itibaren 600.000.000 lira olarak tesbitine", gerekçeli kararda ise "kira bedelinin 1.12.1999 tarihinden itibaren aylık net 468.000.000 liraya, aylık brüt 600.000.000 liraya yükseltilmesine..." şeklinde hüküm kurulmuştur. Oysa HUMK.nün 488/son maddesi gereğince "hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." Yasanın bu açık hükmüne rağmen kısa kararla gerekçeli karar arasında şüphe ve tereddüt uyandıracak biçimde karar verilmesi ve aynı zamanda çelişki oluşturulması yasaya ve 10.4.1992 gün 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporu kendi içinde çelişki içermektedir. Zira dava konusu taşınmazın yeni dönemde benzer yerler gözetildiğinde aylık 500-750 milyon lira kira getirebileceği açıklanmış ardından, yine aynı taşınmazın boş olarak aylık 500 ile 1 milyar kira getirişi olabileceği vurgulanmış, son olarak da hak ve nesafete uygun kiranın aylık 600 milyon lira olduğu belirtilmiştir. Somut gerekçeleri içermeyen ve kendi içerisinde çelişkiler bulunan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmediği gibi, "hak ve nesafete" uygun kiranın takdiri mahkemeye ait olmasına rağmen bilirkişinin bu yönde belirleme yapması ve bunun karara dayanak teşkil etmesi, hakimin takdir ve hak ve yetkisini ortadan kaldırıcı mahiyette olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş, 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturup, bilirkişilerden, mecurun yeni dönemde boş olarak getirebileceği kira parasını saptayan rapor temin edip, resen "hak ve nesafete" uygun kirayı tesbit etmektir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.1.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.