 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2000/10864
K: 2000/11738
T: 18.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MÜŞTEREK BORÇLU VE MÜTESELSİL KEFİL
- KEFALET LİMİTİ
- GECİKME FAİZİ
Karar Özeti: BK.nun 484 ve 490. maddeleri hükümlerine göre, kefil,borcun aslı ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından ancak kefalet limiti dahilinde sorumludur.
Ayrıca kendisine ödeme ihtarnamesi gönderilen davalıların bu suretle temerrüde düştüğü tarihten icra takibi tarihine kadar geçen süre zarfında işleyen gecikme faiziyle de sorumlu tutulması gerekir.
(818 s. BK. m. 484, 490)
Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına + %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı banka, davalı (kefiller) hakkında başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiş, davalılar sorumlu bulundukları kefalet limiti miktarını icra dosyasına yatırdıklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davalıların taahhüt ettikleri borcu ödediklerini belirterek davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalılar 9.5.1994 tarihli tarımsal kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamışlar, davacı bankanın 15.1.1999 tarihli ihtarnamesine karşın kefil bulundukları meblağı ayrı ayrı olarak 13.10.1999 tarihinde ödedikleri uyuşmazlık konusu değildir.
Taahhütnamedeki (müşterek borçlu ve müteselsil kefil) sözcüklerine rağmen krediyi alan başkası olduğundan ötürü, davalıların sadece (müteselsil kefil) olduklarını kabul etmek gerekir. BK.nun 484 ve 490. Maddeleri hükümlerine göre kefil, borcun aslı ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından ancak kefalet limiti dahilinde sorumludur. Kefilin kefalet limitini aşan meblağla sorumlu tutulabilmesi ancak kendi temerrüdünden kaynaklanan borçlar için olanaklıdır. Davalıların kefil olduğu kredi açma sözleşmesinin limiti (30.000.000) lira olduğundan dolayı asıl borçtan herbiri (30.000.000) lirayı aşan kısmından sorumlu tutulamazlar.
Bundan ayrı olarak, kendisine ödeme ihtarnamesi gönderilen davalıların bu suretle temerrüde düştüğü tarihten icra takibi tarihine kadar geçen süre zarfında işleyen gecikme faiziyle de sorumlu tutulması yukarıda açıklanan ilkenin bir gereğidir.
Şu halde davalıların temerrüde düştüğü tarih saptanarak bu tarihten icra takibinin yapıldığı tarihe kadar geçen süreye ilişkin gecikme faizi tutarı bilirkişiye hesaplattırılarak davanın bu miktar için kabul ve fazlası için reddedilmek gerekirken bu hususlar dikkate alınmaksızın davanın tümden reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene ladesine, 18.12.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.