 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/504
Karar no: 1999/627
Tarih: 4.2.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
EVLENECEK EŞ VE EVLENME İŞLEMİ
ARACI KİŞİ
PARANIN İADESİ
ÖZET: Evlenme işlemine aracılık yapmak yasa ve ahlak kurallarına aykırı değildir. Ancak davacının iyi niyetinden yararlanmaya yönelik dolandırıcılık suçunu oluşturan davalıların eylemi hukuken himaye edilemez. Bu nedenle evlenme işlemine aracılık yapanla evlenecek kadına verilecek paranın evlenme gerçekleşmediği için iadesi gerekir.
(818s. BK. m. 62,65)
Dava dilekçesinde 150.000.000 lira alacak için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı Ahmet hakkındaki davanın reddi, Ayşe için 50.000.000 lira yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı Yaşar, eşinin ölümü nedeniyle yeniden evlenmek amacıyla davalılardan Ahmet'in aracılığıyla diğer davalı Ayşe ile tanıştığını, bu nedenle Ahmet'e 100.000.000 lira para öderken Ayşe'ye de 50.000.000 liralık ziynet (takı) aldığını, her iki davalının para ve takıyı aldıktan sonra kaçarak kalabalığa karıştıklarını ve bu eylemlerinden dolayı dolandırıcılık suçundan cezalandırıldıklarını, alacağın tahsili için yaptığı icra takibine ise vaki itiraz üzerine icranın durduğunu bildirerek itirazın iptalini istemiş, davalı taraf davanın reddini savunmuş, mahkemece davalılardan Ayşe hakkındaki davanın kabulüne ve diğer davalı Ahmet hakkındaki davanın ise dolandırıcılık suçundan mahkum edilmesine rağmen gayri ahlaki iş için verilen paranın geri alınmaması gerektiği gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının evlenmek amacıyla ve iyi niyetle hareket etmesine karşın davalıların tamamen kötü niyetli oldukları dosya kapsamından açıkça anlaşılmaktadır. Evlenme işlemine aracılık yapmak ise ne yasa ve ne de ahlak kurallarına aykırı değildir. Somut olayda sözü edilen ilişkinin ise Borçlar Kanununda ifadesini bulan "evlenme tellallığı" (BK. mad. 408) kurumu ile ilgisi bulunmamaktadır. Gerçekten de kanun, evlenme tellallığı için dava hakkı tanımamakta ve fakat edimin muteber bir şekilde ifa edilebileceğini kabul etmektedir. Şu var ki davalıların eylemi gayri ahlaki olup davacının iyi niyetinden yararlanmaya yönelik dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır. Nitekim bu eylemlerinden dolayı da cezalandırılmış bulunmaktadırlar.
Bundan ayrı olarak, normal bir aile düzeni kurmaktan başka bir amaç gütmeksizin sözü edilen parayı davalı Ahmet'e veren davacının amacı (temel saiki) ahlaka aykırı sayılamayacağından ve özellikle bu gibi durumlarda serbest iradesiyle ifada bulunduğu söylenemeyeceğinden ötürü verilen şeyin iade talebine Bk.nun ne 62 ve ne de 65. madde hükümleri engel olamamalıdır.
O halde davalı Ahmet hakkındaki istem usulüne uygun olarak araştırılmalı ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile ve yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm kurulamaz.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.2.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.