 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/5017
Karar no: 1999/5904
Tarih: 7.6.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL KEFALET
ÖZET: BK. 487. maddesi uyarınca müşterek ve müteselsil kefil asıl borçlu gibi sorumludur. Müşterek ve müteselsil kefalette sadece müteselsil kefil deyiminin kullanılması da yeterlidir. Bu tür kefalette alacaklı asıl borçluya gitmeden doğrudan doğruya kefile baş vurma hakkına haizdir. Kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesi BK. 484. maddesi uyarınca gerekir.
(818 s. BK. m. 484,487)
Dava dilekçesinde 148.000.000 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte dayalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın dayalı Rafet yönünden reddine, diğer dayalı kiracı Mustafa yönünden açılmamış sayılması cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kiracının hor kullanımından kaynaklanan 148.000.000 lira hasar bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dayalı (kiracı) Mustafa yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer dayalı (kefil) Rafet yönünden ise müşterek-müteselsil kefalet söz konusu olmadığından ve hasar miktarının önceden belirti bulunmadığından bahiste davanın reddine karar verilmiştir.
Borçlar Kanununun 487. maddesinde müteselsil kefalet düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre müteselsil kefalet, kefilin sorumluluğunun tali olmadığı bir kefalettir; başka bir deyimle bu çeşit kefalette. kefil tartışma def'inden ve önce rehnin paraya çevrilmesi def'inden yararlanamaz.
Müteselsil kefaletin mevcudiyeti için müteselsil kefalet altına girmek iradesi akitten açıkça anlaşılmalıdır. Borçlar Kanunu madde 487/1 de bu husus, "kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmişse" biçiminde ifade olunmaktadır. Sadece "müteselsil kefil" deyiminin kullanılması da yeterli ve doğrudur. Müteselsil kefalette, alacaklı. asıl borçluya gitmeden doğrudan doğruya kalite başvurabilir. Kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesi bir sağlık şartı olarak öngörülmüştür (Bk. md. 484).
Taraflar arasında yapılan kira kontratının hususi şartlar kısmının 10. bendine göre; "Sözleşmenin devam etmesi halinde azami 5 yıl süre ile kira, elektrik, su, doğalgaz, yönetim gideri, vergileri tahliye sırasında gayrimenkule verilecek hasan, tüm faizlerini, iş bu kira sözleşmesi nedeniyle doğrudan kiracı aleyhine açılacak dava ve/veya takip giderlerini, vekalet ücretlerini, tüm fer'ilerini karşılamak üzere, azami 100.000.000 lira miktarına kadar imza koymuştur. Kiralayan kiracı ile birlikte aynı anda müşterek ve müteselsil kefili de takip edebilir." Sözü edilen hükümden dayalı Rafet'in müşterek ve müteselsil kefil olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece davalının kefaleti Borçlar Kanununun 487. maddesinde açıklanan müteselsil kefalet olarak nitelendirilerek sözleşmede kararlaştırılan 100.000.000 lira ile sınırlı olarak kiralananı kötü (hor) kullanmadan kaynaklanan hasar bedelinin tahsili cihetine gidilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelere istinaden davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar g6zönürıde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.6.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.