 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/3451
Karar no: 1999/4087
T : 22.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SULH
MADDİ ANLAMDA KESİN HÜKÜM
ÖZET : Sulhla sonuçlanan davada verilen karar taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder ve bu şekilde infaz olunur.
Sulha konu olan tahliye taahhüdü tarihinden sonraki sayfa için kiracının eylemi haksız işgal niteliğindedir.
(1086 s. HUMK. m. 237)
(2004 s. İİK. m. 38)
Dava dilekçesinde 200.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalının dükkanlarını 1.2.1996 ve 28.1.1993 tarihlerinde boşaltmak üzere tahliye taahhüdünde bulunduğu halde sözünü yerine getirmediği için hakkında açılan tahliye davası sonunda dava konusu taşınmazları ancak 10.1.1997 tarihinde boşalttığını beyan ederek 10.1.1997 tarihinden geriye doğru (1) yıllık ecrimisil bedeli olan 200.000.000 liranın tahsilini istemiş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece taraflar arasındaki kira ilişkisinin devam ettiğini gerekçe göstererek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın görevsizlik nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisinde bulunan 1996/329 ve 330 esas sayılı Isparta Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyasının içeriğine göre; 26.9.1996 tarihli oturumda davalının davaya konu taşınmazları 15.11.1996 tarihinde tahliye edeceğini beyan etmesi ve de tarafların bu şekilde oluşan (sulhün) tespitine karar verilmesini istemeleri üzerine mahkemece sulh anlaşmasını tespit etmekle yetindiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda sözü edilen şarta bağlı olmayan sulh, maddi anlamda kesin hüküm (HUMK. mad. 237) olup mahkeme ilamı gibi icra edilir (İİK. mad. 38). O halde maddi anlamda kesin hüküm niteliğindeki sulhün tespitine ilişkin kararla taraflar arasındaki kira ilişkisinin sona erdiğinin kabulü gerekmektedir.
Yukarıdan beri açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak tahliye taahhüt tarihi olan 15.11.1996 ile eylemli tahliye tarihi olan 10.1.1997 arasındaki zaman dilimi için ecrimisile hükmedilmek gerekirken, taraflar arasındaki sulhün kesin karar oluşturmayacağı ve bu nedenle de kira ilişkisinin tahliye tarihine kadar sürmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazdı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.