 |
T.C.
YARGITAY
On beşinci Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/1120
Karar no: 1999/1768
Tarih: 5.5.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ALACAK DAVASI
KAT KARŞILIĞI ESER SOZLEŞMESİ
ALACAĞIN TEMLİKİ
SOZLEŞME HUKMUNUN GEÇERLİLİK KOŞULU
ÖZET : Arsa sahiplerinin, yükleniciye karşı ileri sürebilecekleri defileri ve sözleşmenin cezai şarta ilişkin maddesini, temlik alacaklısına karşı ileri sürebileceklerinde kuşku yoktur.Ancak yüklenicinin iktisaden mahvına neden olacak kadar ağır sözleşme hükmünün, BK. 20. maddesi ve Hukuk Genel Kurul kararı gereğince geçerliliği yoktur.
(818s. BK. m. 20, 167)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davalılar ile dava dışı yüklenici Mustafa arasındaki kat karşılığı eser sözleşmesi Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 1995/148 Esas 1996/357 Karar sayılı kararıyla feshedilmiş ve fesihte yüklenicinin kusurlu bulunduğu kabul edilmiştir.
Yüklenicinin inşaata yaptığı harcamaların 15.000.000.000 lirası davacıya temlik edildiğinden, davacı temlik alacağına dayanarak bu davayı açmıştır.
Mahkemece sözleşmenin, "yüklenici tarafından eserin yerine getirilmemesi halinde arsa sahiplerinin fesih haklarının doğacağı ve yüklenicinin o zamana kadar yapılan tüm inşaat imalatını bila bedel mal sahiplerine bırakacağı, hiç bir hak talep etmemeyi kabul edeceği' şeklindeki maddesinin cezai şart niteliğinde olduğu, tacir olan yüklenicinin sonucuna katlanması gerektiği görüşüyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı arsa sahiplerinin yükleniciye karşı ileri sürebilecekleri defileri ve sözleşmenin cezai şarta ilişkin bu maddesini temlik alacaklısı olan davacıya karşı da ileri sürebileceklerinde (BK. 167 md.) kuşku yoktur. Nevar ki,"inşaatın getirildiği seviye de" dikkate alındığında akdin feshi halinde yüklenicinin inşaattan hiçbir şey talep edemeyeceğine dair sözleşme hükmünün, yüklenicinin iktisaden mahvına neden olacak kadar ağır olması nedeniyle BK. 20. md. ve HGK.nun 20.3.1974 gün ve E. 1970/T-1053 K. 1974/222 sayılı kararı gereğince geçerliliği yoktur.
Bu nedenle fesih halinde herkesin verdiğini geri alacağı ilkesinden hareketle; mahkemece, davacıya temlik eden kişi tarafından inşaata yapılan harcamaların tutarının belirlenerek ve buna karşılık arsa sahiplerince yükleniciye verilen değerler varsa tenkis olunarak, temlik alacağıyla sınırlı olarak tahsiline karar verilmelidir.
Mahkemenin; sözleşmenin fesihle ilgili hükmünün yanlış yorumlanmasıyla davanın reddedilmesi yerinde görülmediğinden buna ilişkin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulması gerekmiştir.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davacı yararına (BOZULMASINA), duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 5.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.