 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5702
Karar No : 1998/6657
Tarih : 18.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ECRİMİSİLİN FAİZ VE MASRAFLARI İLE TALEBİ
HAK SAHİBİ İDARENİN DURUMU
İYİ NİYETLİ FER'İ ZİLYET
KARAR ÖZETİ: Şahsi bir hakka dayanan (iyiniyetli) fer'i zilyedin (kiracının bu hukuksal ilişkiye göre, asli zilyede (kiralayana) karşı sorumluluk derecesine ise bu derece gerçek hak sahibi karşısındaki sorumluluğunda da ölçü ve kıstas olacağından, iyiniyetli fer'i zilliyet (davalı kiracı) esas hak sahibine (davacıya) karşı da, varlığına inandığı hakka dayanarak vaki kullanmadan ötürü sorumlu tutulmayacaktı,. Zira; davalı kiracılık hakkını elde ederken başkasının (davacının) hakkına tecavüz ettiğini bildiği, iddia ve isbat edilemediği gibi kendisine herhangi bir ihtarda bulunulmamıştır Bu açıklamalar karşısında davanın kabulü doğru değildir.
(743 s. MK. m. 727, 728, 740, 908)
Dava dilekçesinde l10.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece; davanın aynen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde Olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vakıf idaresi; (11) nolu parselde 6/18 oranında hissedar olduğu bahçeli evi davalının işgal ettiğini bayanla 1.6.1994 -31 .3.1997 tarihleri arası için (110.100.000) lira ecrimisilin tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davaya konu taşınmazı 3/18 pay sahibi olan Havva'dan kiraladığını, davacı idarenin burada malik olmadığı halde ecrimisil talep etmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının kiracı olmasının ecrimisil ödemesine engel olamayacağı belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmistir.
Uyuşmazlık davaya konu yerde pay ve paydaş çoğunluğu bulunmaksızın 3/18 oranda hissedar olan 3. Kişiden ecrimisile konu yeri kiralayan davalının, 6/18 oranda hissedar olan davacıya ecrimisil ödeyip ödemeyeceği konusunda toplanmaktadır.
Eğer davalı kıracı var olarak farzettiği hukuksal duruma (kira sözleşmesine) güvenerek taşınmazı işgal etmekte ise onun iyi niyetini korumak gerekecektir. Öyleki yerinde bir güven (itimat) herzaman korunmaya layık bulunmaktadır. Zira onun iktisabı (zilyetliği) hukuksal bir nedene dayanmaktadır ve bundan dolayı da zilyetliği haklı sayılmalıdır. O halde şahsi bir hakka dayanan (iyiniyetli zilyedin (kiracının) bu hukuksal ilişkiye göre, asli zilyede (kiracıya karşı sorumluluk derecesi ne ise, bu derece gerçek hak sahibi karşı sorumluluğunda da ölçü ve kıstas olacaktır.
Yukarıdaki açıklamaların sonucuna göre, iyiniyetli feri zilyet (davalı kiracı) hak sahibine (davacıya) karşı da, varlığına inandığı hakka dayanarak vaki kullanmadan ötürü sorumlu tutulamayacaktır. Zira davalı kiracılık hakkını de ederken başkasının (davacının) hakkına tecavüz ettiğini bildiği hususu ne iddia ve ne de isbat edilmiştir. Kaldı ki kendisine konuyu açıklayan herhangi bir ihtarda da bulunulmamıştır.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine. 18.6.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.