 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5074
Karar No : 1998/7134
Tarih : 30.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KİRA İLİŞKİSİ
- HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI
KARAR ÖZETİ: Taraflar arasında kira ilişkisinin bulunması halinde kiracı aleyhine alınan elatmanın önlenmesine dair karar başlı başına kiracının işgalinin haksızlığını göstermeye yetmez. Ayrıca kira sözleşmesinin genel hükümlerine göre ne zaman feshedileceğinin de belirlenmesi gerekir. Bu durumda haksız işgal tazminatı kira akdinin feshedildiği tarihte başlar.
(818 s. BK. m. 262, 263)
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutularak 736.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 110.000.000 liranın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Davada 1.1.1995 ile 1.11.1996 dönemi için ecrimisil talep edilmiş, mahkemece davalı hakkında verilen men'i müdahale kararının 6.3.1997 tarihinde kesinleştiği gözetilerek davalının bu tarihe kadar dava konusu taşınmazda kıracı Olduğu kabul edilip ödenmeyen kira parasının tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 10.12.1989-1.1.1991 dönemi için kurulan kira sözleşmesinin ne zaman feshedildiğinin tesbiti davalının taşınmazı kiracı olarak mı, yoksa fuzuli şagil olarak mı kullandığının belirlenmesi bakımından önemlidir.
10.1.1995 tarihinde açılan elatmanın önlenmesi davası ile müdahalesinin sona erdirilmesine dair verilen 18.12.1995 tarihli karar davalının temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.5.1996 tarihli kararı ile onanmış, davalının karar tashihi istemi ise, talebin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle 6.3.1997 tarihinde reddedilmiştir.
Kesinleşen bu mahkeme kararı ile davalının kiracı olmadığı tesbit edilmiş ise de, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin ne zaman feshedildiğine dair o dosyada herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. O halde, kira sözleşmesinin. fesih tarihi genel hükümlere göre belirlenmelidir.
Zira ancak bu tarihten sonra davalının haksız işgalden ve dolayısıyla da ecrimisil ile sorumlu olacağından söz edilebilecektir.
Dava konusu taşınmazın musakkaf olmadığı bu yüzden 6570 sayılı Yasa kapsamında bulunmadığı hususu tartışma konusu değildir.
Kira süresinin sonunda taraflar sözleşmeyi feshetmediklerine göre sözleşmenin Borçlar Kanunun 263. maddesine göre süresiz bir hal aldığının kabulü gerekir.
Bu tür sözleşmeler, Borçlar Kanunun 262/1. maddesine göre, altı aylık bir sürenin sonu itibariyle üç ay evvelden yapılması lazım gelen ihbar ile feshedilebilir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin bitim tarihi itibariyle altı aylık süre 1 Temmuz ve 1 Ocak olarak değerlendirilmelidir.
Davacı tarafından davalıya kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğine ilişkin ihtarname 26.11.1994 tarihinde tebliğ edildiğine göre 1.7.1995 günü itibariyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin kabulü gerekir.
O halde; 1.7.1995 tarihine kadar olan süre için davalının kiracı olduğunun ve bu tarihten sonra da işgalinin haksız olduğunun kabulü ile ona göre hüküm kurulması gerekirken aksine düşüncelerle davalının kiracı olduğu kabul edilerek kira parasının tahsiline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.6.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.