Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/12346
Karar No : 1998/12900
Tarih : 14.12.1998

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • HASILAT
  • KUR FARKI ( Hasılat )
  • FAİZ GELİRİ ( Hasılat )
  • SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( İlliyet bağı )
  • İLLİYET BAĞI ( Sebepsiz zenginleşme )
 
818/m.67
 
DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde 47.174.000.- lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava'nın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usül ve kanuna uygun olan hükmün ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
NOT: 1. Onanan, emsal nitelikli Mahalli Mahkeme Kararını yayımlıyoruz.
İSTANBUL 3. SULH HUKUK HAKİMLİĞİNİN 7.7.1998 TARİH 1997/1269 ESAS 801 KARAR SAYIM KARARI:
Davacı vekili tarafından açılan dava'nın yapılan açık duruşması sonunda:
DAVACININ TALEBİ
Davacı vekili kendilerine ait taşınmazı davalı şirkete 49 yıl için irtifak hakkı tesis ettiklerini bu nedenle taahhüt senedi imzaladıklarını oysa davalının 1991 ve 1992 yılı için 47.174.000.- TL kar payı ödemediğini, bunu tahakkuk tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
DAVALININ DAVAYA KARŞILIĞI
Davalı vekili taşınmaz üzerinde leyhlerine irtifak hakkı tesis edildiğini doğrulamış ancak taahhüt senedi uyarınca işletme gelirlerinin brüt tutarından KDV ve FON ödemeleri düşüldükten sonra kar payının idareye verildiğini, bunun ödendiğini davacı idarenin kur farkı, faiz ve diğer gelirlerden talepte bulunamayacağı bunların işletme gelirleri içinde olmadığını, irtifak tesisi ile ilgili taahhüt senedinde şirketin otel faaliyetinden elde edeceği gelirden bahsedildiği bu hükmün açık olduğunun otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesinden bağımsız olarak döviz hesaplarından tutulan yabancı paraların değerlendirilme sinden elde edilen kur farkı, bankadaki mevduatlardan elde edilen faiz ve sabit kıymet satışından elde edilen gelirin “Şirketin otel faaliyetinden elde edeceği gelirden” sayılmadığı bu nedenle davacı idarenin bunlardan dolayı talepte bulunamayacağı, talebinin ise tek düzen hesap planı ve genel muhasebe ilkelerine aykırı olduğunu çünkü kur farkı, faiz geliri ve sabit kıymet satışından elde edilen gelirlerin işletmenin ticari kazançtan elde ettiği gelirlerden ayrı hesapta tutulduğunu belirterek dava'nın reddini talep etmiştir.
KANITLAR
1. Taahhüt Senedi,
2. Ç... A.Ş. nin yaptığı yazışmalar,
3. Davacı idarenin yaptığı yazışmalar,
4. Tapu kaydı,
5. Bilirkişi incelemesi,
6. İddia ve savunma.
KANITLARIN ELEŞTİRİLMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Davacı vekilinin dilekçesi üzerine Mahkememiz tüm kanıtları toplamıştır. Celbedilen tapu sicil kaydı incelendiğinde Beşiktaş İlçesi, Yıldız Mah. Çırağan Cad. 63 - 65 pafta, 575 ada, 4 parsel, 5 parsel üzerinde develi Ç... Sarayı ve İşletmeleri Geliştirme İnşaat ve Turizm A.Ş. lehine 49 yıl süreyle irtifak hakkı kurulduğu ve taraflar arasında 26.11.1990 gün ve 89851 sayılı sözleşme uyarınca taahhüt senedi düzenlendiği belirlenmiştir.
Mahkememiz tarafların üzerinde uyuştukları ve uyuşmadıkları noktaları ayrı ayrı tesbit etmiştir.
Tarafların üzerinde anlaşamadıkları hususlar aşağıda sırası ile gösterilmiş tir.
1. Şirketin otel faaliyetinden elde edeceği gelirler,
2. Bunun bir yansıması olarak şirketin toplam brüt gelirleri,
3. Otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesine bağımsız olarak döviz hesaplarında tutulan yabancı paraların değerlendirilmesinden elde edilen kur farkı geliri,
4. Yine otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesinden bağımsız olarak banka mevduatlarından elde edilen faiz gelirleri,
5. Sabit kıymet satışından elde edilen gelirler.
Bu olayda özellikle tartışılacak husus sabit kıymet satışından elde edilen gelirlerden çok kur farkı geliri ve faiz geliridir.
Mahkememiz bunun için keşfe karar vermiş, bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Bilirkişi vermiş olduğu 30.3.1988 günlü raporunda bazı izahatlarda bulunduktan sonra taahhüt senedinin 9. maddesini fıkrasında faiz geliri ve kur farkı yönünden bahsedilmediği için davacı idarenin alacağının oluşmadığını açıklamıştır.
Mahkememiz vakıanın hukuki sebepler ve tartışmaları kendisi yapacağından bahisle bilirkişiden davacı idarenin daha evvelden yaptığı tetkikatdan sadece alacaklı olup olmadığı, alacağı varsa miktarı konusunda görüş istemiş, bilirkişi 6.5.1998 günlü raporunda kendi kanaati saklı kalmak koşulu ile alacağı miktarı konusunda bilgi sunmuştur. Ve özellikle bu raporunda dahi davacı idarenin bir alacağının oluşmadığını ısrarla belirtmiştir. Raporun b bendini 4. paragrafındaki görüşüne mahkememiz katılmamıştır. Gerçekten bilirkişi raporundan kendi inancı doğrultusunda görüş sunmuş ve ek raporunda çelişkiye düşmeden Mahkemenin talimatına sadece uymuştur. Özellikle kanaatini yine alacağın oluşmadığı yönünde arzetmiştir.
Mahkememiz savunmaya ve bilirkişi raporuna rağmen alacağı oluştuğu kanaatine varmıştır. Gerçekte taraflar arasında taahhüt senedi imzalanmıştır. Taahhüt senedinin 2. sayfasının B bölümünün ilk paragrafında “irtifak hakkına konu gayrimenkul üzerine gerçekleştirilen otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesinden şirket tarafından elde edilecek hasılattan düşmek durumunda olan katmadeğer ve fon ödemeleri indirildikten sonra kalacak brüt gelirin tutarında kar payı” verileceği yazılı bulunmaktadır. Burada bilirkişinin dediği gibi taraflar kur farkı gereği ve faiz gelirini madde'nin dışında bırakmak isteselerdi açıkca katmadeğer ve fon ödemelerinden sonra kur farkı gereği ve faiz geliri indirildikten sonra diye maddeye devam ederlerdi. Bu kur farkı geliri ile faiz gelirini ilave etmemeleri ile faiz gelirini ilave etmemeleri kur farkı ve faiz gelirinin indirilmesini istemediklerinden kaynaklanmaktadır. Çünkü bu madde açıklayıcı bir maddedir. Katmadeğer ve fon ödemelerinin düşeceği belirten bir maddedir. Eğer diğer gelirlerin de düşeceği kararlaştırsa idiler en azından “gibi” kelimesini kullanırlardı. Onun için bilirkişinin belirttiği gibi ilave edilmemesi talep edilmeyecek anlamında değil, talep delieceği anlamındadır.
Bilirkişi raporunda Danıştay 6. Hukuk Dairesi'nin 10.6.1996 gün ve 1995/4207 esas, 1996/2718 sayılı kararlarından bahsetmektedir. Ancak maalesef raporunda “… kararına dayanarak alacağın oluşmadığına dair kanaatimin takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere saygıyla arzederim.” demektedir. Bu karar İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 3.11.1994 gün 1994/305 - 1434 sayılı kararını tasdik eden bir karardır. İstanbul 2. Nolu İdare Mahkemesi sözü edilen kararında vakıanın akitten veya haksız fiilden doğduğunu, onun için 6183 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde sayılan amme alacaklarından olmadığını söylemektedir. Danıştay sözü edilen kararı ile bu görüşü doğrulamıştır. Yoksa davacı idarenin akitten veya haksız fiilden doğan alacakları için dava açmayaca ğını söylemiştir. Bilakis açılacak dava'nın sözleşmeden kaynaklandığını, uyuş mazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğunu vurgulamıştır. Kesinlikle bilirkişinin kabul ettiği gibi görevi vurgulamıştır. Kesinlikle bilirkişinin kabul ettiği gibi görevi saptayan bir karar, alacağın oluşmadığını gösteren bir karar değildir.
Taraflar arasında düzenlenen taahhüt senedinin 9. maddesi'nin B bendinde otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesinden katmadeğer ve fon ödemeleri düştükten sonra kalan brüt gelirden kar payı verileceği söylenmiştir. Mahkeme miz brüt gelirin içinde kur farkı geliri ve faiz geliri olduğunu savunmanın aksine düşünmüştür. Çünkü burada önemli olan taraflar arasında yapılmış sözleşmeye göre otelin ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesidir. Farklı bir görüşle otel ve tamamlayıcı tesisleri işletilmesinden bağımsız olarak bu maddede zaten düzenlenmemiştir. Şirketin otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesinden bağımsız olarak ve sözleşme ile buna bağlı taahhüt senedindeki şartlar çok apayrı bir çalışması varsa elde edeceği gelirin konumuz dışında kalacağı tabiidir. Ancak otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesinden elde edilen dövizlerin veya bankaya yatırılan mevduatın otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesi dışında bağımsız olarak anlamlı olmaktadır. Çünkü kur farkı gelirinin ve faiz gelirinin ana temeli ve kaynağı otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesinden elde edilen yerli ve yabancı paradır.
Hasılat bilindiği gibi işletmenin, işletme mevzuu işten dolayı yaptığı satıştır. Elde ettiği bedeldir. Bu bedelin içinde gerçekten KDV ve fon ödemeleri dahil değildir. Bizim görüşümüze göre kur farkı geliri ve faiz geliri hasılat olup işletmenin işletme mevzuu işten dolayı elde ettiği gelir veya hizmetin karşılığı sağladığı faydanın içindedir. Onun için sayın davalı vekilinin belirttiği gibi kur farkı gereği faiz geliri işletmenin işletme mevzuu işten dolayı elde ettiği semerenin dışında bıkarılamaz.
Mahkememiz olaya başka bir açıdan da bakmayı uygun bulmuştur. Şöyleki; bilindiği gibi bir dava'nın Hukuka uygunluğunun nitelendirilmesinde, mahkemece, olaylara ve olayın gerçekleşme şekline dayanılarak bir sonuca varmak gerekir. Dava'nın belirli bir Kanun maddesine dayandığının kabulü ile dava'nın Hukukça dar nitelendirilmesi doğru değildir. Onun için Mahkememiz olayda sebepsiz iktisap hükümlerin uygulanacağı görüşündedir.
Sebepsiz zenginleşme illiyet rabıtası, bir mamelekte meydana gelen eksiltme ile değer mamelekte hasıl olan çoğalma arasındaki bağlantıdır. Sebepsiz zenginleşmede kusur aranmaz. Birinin zenginleşmesi diğerinin fakirleşmesinden doğup doğmadığına bakılır. Onun için davalı Ç.... A.Ş. 9. madde'nin B bendinde belirtildiği gibi otel ve tamamlayıcı tesislerin işletilmesin den KDV ve fon ödemeleri indirildikten sonra brüt gelirden bu kere kur farkı geliri ve faiz gelirlerini indirerek davacı idareye kar payı verecekse kendisi davacı idarenin aleyhine zenginleşeceği gibi davacı idare de fakirleşecektir. Yani Ç... A.Ş.'nin bu olay nedeni ile patrümanındaki artış Maliye Hazinesinin patrümuanındaki eksilmedir.
Mahkememiz temerrüt olmadığı için tahakkuk tarihinden itibaren faiz yürütülmesini uygun bulmamış faizin başlangıcını dava tarihi itibari ile verilmesi ni yerinde bulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklandığı üzere 47.174.000.- TL. alacağın dava tarihinden yasal faiziyle birlikte davalının tahsili ile davacıya verilmesine,
Harç tahsiline yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılmış bulunan 1.600.000.- TL. tebligat ve 13.513.000.- TL keşif giderleri ki toplam 15.113.000.- TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
İstanbul Barosu asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince davacı vekili için takdir edilen 4.717.400.- TL. ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacıya verilme sine,
Taraf vekillerinin yüzünde kanun yolları açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 7.7.1998
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini