Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/6737
Karar No : 1997/10023
Tarih : 20.10.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
MAHKEME KARARINI YERİNE GETİRMEK
KAMU GÖREVLİSİ ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI
ÇALIŞANLARIN TASARRUFA TEŞVİKİ
 
KARAR ÖZETİ: Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun gereğince, İdareler, tasarruf kesintilerini kurum katkısıyla birlikte bankaya yatırmak zorundadırlar. Bunu yapmamaları halinde, bu olumsuz işlemlerin iptal kararını yerine getirmemeleri halinde, idarenin ve kamu görevlisinin hukuka aykırı bu eyleminden dolayı Yasanın aradığı kasıt unsuru gerçekleşmiştir. Ancak anılan tazminat davasında, kararı yerine getirmek yetki ve kuvvetini elinde bulunduran kişi veya kişilerle, idare organ veya ajanı kesin olarak belirlemelidir.
 
(3417 s. ÇTTK. m. 3,4,5,7)
(2577 s. İYUK. m. 28/4)
(818 s. BK. m. 4)
 
 
Dava dilekçesinde fazla hak saklı tutularak mahkeme kararını kasten yerine getirmeyen davalılardan 35.895.611 TL. maddi 50.000.000 TL. manevi tazminatın 8.3.1996 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili istenilmiştir. Mahkemece, 29.987.000 TL. tazminatın 10.3.1996 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal %30 faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, şartları oluşmadığından manevi tazminat isteminin ve fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
 
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
 
Davacı, 1984 yılından beri 657 sayılı Yasaya tabi olarak davalı Altındağ Belediyesinde görev yaptığını, "3417 sayılı Çalışanın Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun" gereğince aylıklarından tasarruf kesintisinin kurum katkısıyla birlikte yapıldığını, davalı Belediyece bu kesintilerin ilk dört ayının banka şubesine yatırıldığı halde, geri kalan miktarın para yokluğu gerekçe gösterilerek yatırılmadığını, işlemin iptali hususunda Ankara 9. idare Mahkemesinde dava açtığını, mahkemenin 31.10.1995 tarih, 1995/506 esas K. 1995/1461 sayılı kararı ile idarenin yatırmama işleminin iptal edildiğini, kararın kuruma 8.2.1996 tarihinde tebliğ edilip, temyiz edilmeden kesinleştiğini, davalıların bu ödemeden sorumlu ita amiri ve saymanlar olup mahkeme kararını kasden yerine getirmediklerini ve böylece kendisini zarara uğrattıklarını beyanla maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş davalılar davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
 
Dava, mahkeme kararının kasden yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar hukuksal temeline dayandırılmış ve davalı olarak sayman ve ita amiri olarak kabul edilen Belediye Başkan yardımcısı, Muhasebe Müdürü ve Muhasebe Müdür Yardımcısı gösterilmiştir.
2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunun 28/4. maddesine göre; mahkeme kararlarının belli süre içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir. Taraflar arasındaki maddi olgulara dayanan incelemeye konu uyuşmazlığın hukuksal dayanağı bu son cümleye dayanmaktadır.
 
Kural olarak mahkeme kararlarının, gerçek bir imkansızlık bulunmadığı sürece yerine getirilmesi gerekir. Zira "yasama, yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak" zorundadırlar.
 
2577 sayılı Yasanın 28. maddesinin açık hükmü karşısında yargı kararlarının yerine getirilmemesinden doğan sorumlulukta kusurun kast niteliğinde bulunması gerekir.
 
Bir yargı kararının yerine getirilmemesinde Kastın belirlenmesi bir sorun olarak ortaya çıkabilir. Kast, hukuka aykırı eylemin sonuçlarıyla birlikte bilerek, istenerek işlenmesidir; hukuka aykırı sonuç, hukuka aykırılık bilinerek istenildiği zaman kastın varlığı kabul edilecektir. Yukarıda da belirtildiği üzere yasama, yürütme ve idare mahkeme kararlarına uymak zorundadırlar; bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiç bir suretle değiştirmez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Öyle ise ilgili kamu görevlisinden yargı kararının yerine getirilmesi istenildiğinde, bundan kaçınılması halinde kural olarak kastın varlığı kabul edilmelidir. Çünkü yargı kararını yerine getirmeme hukuka aykırı bir eylemdir; bu hukuka aykırılık bilinerek ve yerine getirilmesi istendiği halde hukuka uygun bir gerekçe gösterilmeden bundan kaçınılması vatandaşların hak arama özgürlüğünün, bilinerek kısıtlandığını ortaya koyar.
 
Bu böyle olmakla birlikte acaba her kademedeki memur idare mahkemesinin kararını yerine getirmekle yükümlü müdür? Ya da idare mahkemesinin kararını kim yerine getirecektir? Hemen belirtilmelidir ki her kademedeki memuru mahkeme kararının yerine getirilmemesinden sorumlu tutmak olanaksızdır. Zira yargı kararlarının yerine getirilmesinden sorumlu olabilmek için öncelikle bu konuda yetki ve görevin bulunmasına bağlıdır. Öyle ise öncelikle sözü edilen kararı yerine getirmek yetki ve kuvvetini elinde bulunduran kişi veya kişilerle idare organ veya ajanı saptanmalıdır. Mahkemece bu yönde araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
 
Eksik incelemeyle hüküm kurulamaz.
 
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.10.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini