|
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/5719
Karar No : 1997/6745
Tarih : 3.7.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde 50.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Mahkemece dava, ecrimisile konu edilen gecekondunun davalı tarafından yapıldığının anlaşıldığı ve ayrıca intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının da ispatlanamadığından sözedilerek red olunmuştur.
Oysa ki, ecrimisile konu gecekondunun üzerinde bulunduğu arsanın tapu kaydına göre, kardeş olan tarafların pay sahibi oldukları gibi mahkemede dinlenen davacı tanık anlatımlarından (her nekadar davalı tanık beyanları kısmen farklı ise de bu evi tarafların ortaklaşa yaptırdıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca sözkonusu taşınmaz için her iki tarafça verilmiş emlak vergi beyannameleri başvuru formları ve ilgili Belediyeden alınan cevap yazıları (kesinlik arzetmese dahi) ortaklığın varlığı iddiasını destekler niteliktedir.
Bu şekilde , anılan taşınmazın taraflarca ortak olarak yapıldığının kesin biçimde kanıtlanamaması durumunda HUMK.nun 355-356 maddeleri uygulanarak sonuca gidilmek gerekir. İntifadan men koşulun gerçekleştiği iddiası ise, davacının konuya ilişkin olarak çektiği, davalıya 27.2.1995 tarihinde tebliğ edilen ihtarname (4.4.1995 olan dava tarihine göre) ecrimisil istenen tüm süre bakımından yeterli bulunmamakla beraber, istinabe suretiyle dinlenilen davacı tanık beyanları ile yeterince ispatlanmış sayılacağı gibi esasen, davalı taraf davacının paydaşlığını inkar ettiği cihetle bu koşul, kendiliğinden gerçekleşmiş de sayılır.
O halde, belirtilen nedenlerle, ecrimisil istenen evin, ortaklaşa yapılmış olup olmadığı konusunda davacıya resen tamamlayıcı yemin teklif olunarak kabul ve eda ettiği taktirde, intifaden men koşulu da gerçekleşmiş bulunduğundan diğer yönler (ecrimisilin süresi ve miktarının usulünce belirlenmesi gibi) üzerinde durularak sonuçlarına uygun bir karar verilmesi icabederken aksine düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 3.7.1997 günüde oybirliği ile karar verildi.