 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1997/5127
K. 1997/5664
T. 9.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
ANNE BABANIN DURUMU
UYGUN İLLİYET BAĞI
KARAR ÖZETİ : Olayda açıklanan hukuki ve maddi esaslar nedeniyle, davacıların Borçlar Kanununun 47. maddesine dayanan manevi tazminat istekleri yönünden olayda uygun illiyet bağı ile hukuka aykırılık bağı koşullarının gerçekleştiği ve onların doğrudan doğruya manevi zarara maruz kaldıkları gerçeği karşısında, yerel mahkemenin manevi tazminata ilişkin kararı doğrudur.
(818 s. BK. m. 47)
Dava dilekçesinde, davacı Niyazi için 2.000.000 lira manevi, 1.000.000 lira maddi; velayeten oğlu Onur için 2.000.000 lira manevi; davacı Sevgi için de 60.000.000 lira manevi tazminat olmak üzere toplam 65.000.000 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle davacı Niyazi ve velayetindeki Onur için 4.000.000 lira manevi, 1.000.000 lira maddi; davacı Sevgi için de 15.000.000 lira manevi tazminatın tahsili cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki tütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada; Çeşme İmbat Sahil Evleri Sitesi'nde yaz tatilini yapmaktayken, davacıların müşterek çocukları olan 1979 doğumlu Onur'u davalıya ait köpeğin ısırdığı, davacı anne ve baba ile küçüğün acı, üzüntü ve kuduz paniği karşısında işkence içinde kıvrandıkları, İzmir'de kuduz tedavisinin yapıldığı ileri sürülerek, davacı baba Niyazi için 1.000.000 maddi, 2.000.000 lira manevi; küçük Onur için 2.000.000 lira manevi, birleştirilen İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1996/1454 esas sayılı dosyasında da anne Sevgi için 60.000.000 lira manevi olmak üzere toplam 65.000.000 lira tazminatı tahsili istenilmiş, davalı taraf anne ve babanın manevi tazminat istemeye hakları bulunmadığından ötürü davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece davacı Niyazi ve velayetindeki Onur için 4.000.000 lira manevi, 1.000.000 lira maddi; Sevgi için de 15.000.000 lira manevi tazminatın tahsili cihetine gidilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanununun 47. maddesi uyarınca hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye manevi zarar namıyla adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir. Madde hükmünün bu açıklığı nedeniyle, manevi tazminat talep etmek hakkı, doğrudan doğruya cismani zarara düçar olan kişiye tanınmaktadır; yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyan kişiler ise (ihlal edilen hukuk normunun korumak istediği kişiler kategorisine girmediklerinden) manevi tazminat isteyemezler.
Cismani zarar kavramına, (ruhsal tümlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı) gibi hallerin de girdiği genel olarak kabul edilmektedir. O halde, bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda onun ana, baba, karı koca gibi çok yakınlarından birinin de (aynı eylem nedeniyle) hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa, onlar da manevi tazminat talep edebilirler. Zira böyle hallerde, yansıma yoluyla değil ve fakat doğrudan doğruya zarara maruz kalma söz konusudur.
Yukarıda anlatılan olaylar dizisi bir bütün olarak ele alındığında, maddi zarara maruz kalan çocuğun çok yakını olan ana ve babasının ruhi ve asabi sağlık bütünlüğünün (davaya konu haksız eylem nedeniyle) ağır bir şekilde ihlal edildiğinin kabulü gerekir. Aksinin kabulü ise hayatın olağan akışı ile bağdaşmaz.
Açıklanan hukuki ve maddi esaslar nedeniyle, davacıların Borçlar Kanununun 47. maddesine dayanan manevi tazminat istekleri yönünden olayda uygun illiyet bağı ile hukuka aykırılık bağı koşullarının gerçekleştiği ve onların doğrudan doğruya manevi zarara maruz kaldıkları gerçeği karşısında yerel mahkeme kararının tazminata ilişkin kararının onanması gerekmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün (ONANMASINA), 9.6.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.