 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1997/4836
K. 1997/5344
T. 27.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SUYA VAKİ ELATMANIN ÖNLENMESİ
BİRLEŞTİRİLEN DAVALAR
DAVACILARIN ADLARININ KARARDA YAZILMASI
KARAR ÖZETİ :Olayda asıl ve birleştirilen davalardaki toplam davacı sayısı 33 olmasına karşın, temyize konu karar başlığına bunların tamamının adlarının yazılmamış ve davacılar bölümünün karışık biçimde düzenlenmiş bulunması ve hem gerekçenin son bölümünde ve hem de hüküm fıkrasında; dava konusu suyun verileceği yerin (davacıya ait meyve bahçesi) şeklinde tek bir taşınmaz olarak gösterilmesi ve ayrıca, verilmesi kararlaştırılan 221,15 m3/hafta suyun, söz konusu dayalı köyün göletinin neresinden, ne şekilde ve yılın hangi aylarının hangi haftalarda verileceğinin belirtilmemiş olması, bu yönlerin açıklığa kavuşturulması yolunda teknik bilirkişilerden ek rapor, olmadığı takdirde uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılıp rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 388, 389)
(743 s. MK. m. 679, 680, 681, 682)
Dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde suya vaki elatmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, her iki taraf vekillerince de temyiz edilmiştir.
Taraf vekillerinin söz konusu temyiz istemleri üzerine dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
1) Davacılar vekiline, ilamın 23.12.1996 ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin de 16.1.1997 tarihlerinde tebliğ edilmesine karşın; temyiz dilekçesinin, gerek HUMK.nun değişik 432. maddesinde öngörülen 15 günlük asıl ve gerekse 433. maddesinde belirtilen 10 günlük cevaplı temyiz sürelerinin geçirildikten sonra 28.3.1997 tarihinde verildiği anlaşıldığından, davacılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine.
2) Davalı vekilinin süresinde vaki temyizine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, asıl ve birleştirilen davalardaki toplam davacı sayısının 33 olmasına karşın, temyize konu karar başlığına bunların tamamının adlarının yazılmamış ve davacılar bölümünün karışık biçimde düzenlenmiş bulunması ve hem gerekçenin son bölümünde ve hem de hüküm fıkrasında; dava konusu suyun verileceği yerin (davacıya ait meyve bahçesi) şeklinde tek bir taşınmaz olarak gösterilmesi ve ayrıca, verilmesi kararlaştırılan 221,15 m3/ hafta suyun, söz konusu Tepeköy Göleti'nin neresinden, ne şekilde ve yılın hangi aylarının hangi haftalarında verileceğinin belirtilmemiş olması (ki, bu yönlerin açıklığa kavuşturulması yolunda teknik bilirkişilerden ek rapor olmadığı takdirde ise uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılıp rapor alınması ve sonucuna göre HUMK.nun değişik 388 ve 389. maddelerine uygun bir hüküm kurulması icabeder) infaz güçlüğü ya da olanaksızlığı yaratacağından usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.