 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/11505
Karar No : 1997/12087
Tarih : 18.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İCRA MEMURLARININ KİŞİSEL SORUMLULUKLARI
İDARENİN SORUMLULUĞU
KUSURSUZ SORUMLULUK
GÖREVLİ MAHKEME
KARAR ÖZETİ : İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları ancak idare aleyhine açılabilir.
İcra memurunun görevi ile ilgili olmayan kişisel kusurundan doğan zarar için ise memurun bizzat kendisine yöneltilir.
Bu tür davaların adli yargıda bakılır.
(2004 s. İİK. m.5)
(818 s. BK.m.41)
Dava dilekçesinde 39.000.000 lira zararın faiz ve masraflarla birlikte da-vali taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan. sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı; üçüncü kişiden olan alacağının ödenmemesi üzerine, Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 1996/1 esas sayılı dosyasında yaptığı takip sonucu icra memurunca borca karşılık haczedilen menkul malların dava dişi yediemin Müsennif'e teslim edildiğini, 18.6.1996 tarihinde haczedilen malların satışı için mahalline gidildiğinde yedieminlik bürosunun kapatıldığından ötürü, teslim edilen malların bulunmadığını beyanla, takibe konu alacağının karşılığı olan (39.000.000) liranın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; duruşmaya gelmemiş ve cevap vermemiştir.
Mahkemece aynen; "Burada her ne kadar Bakanlık ajanının, yani icra müdürünün kusuru söz konusu olabilirse de icra müdürü aleyhine açılmış bir dava yoktur. Bakanlığın ise davacının iddia ettiği gibi olaya dahil' söz konusu değildir. Kusuru yoktur. Bu yönü ile dava red edilmelidir. Öte yandan idari bir işlem olması nedeni ile Bakanlık aleyhine idari yargı yerinde dava açılabilir gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava icra (ve iflas) dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır.
İİK. 5. maddesine göre "İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir" Bu hale göre, icra ve iflas (dairesi) görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları ancak idare aleyhine açılabilecektir. Bu tür davaların kusurlu memura (görevliye) karşı açılması olanaksızdır. Bir başka anlatımla icra ve iflas dairesi görevlisi (icra memuru), görevini yaparken kişilere (ilgililere) zarar verecek olursa, bu zarardan doğrudan doğruya sorumlu olmayacaktır. Zira bu tür tazminat davası ancak Adalet Bakanlığı aleyhine açılabilir. Şu var ki icra memurunun görevi ile ilgili olmayan kişisel kusurundan doğan zarar için, BK. 41 vd. maddelerine göre kusurlu memurun bizzat kendisine karşı tazminat davası açılabilir. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılacağı husus ise yukarıda sözü edilen Yasanın 5. maddesinin son cümlesinden açıkça anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş: Davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararın; ilgili memurun görevini yaparken kusurlu hareket etmiş eylemin hukuka aykırı bulunması ve icra memurunun kusurlu işlemi veya eylemi ile ilgilinin uğradığı zarar arasında uygun illiyet bağı sonucu oluştuğunun saptanması halinde dosya kapsamına uygun bir karar vermekten ibarettir.
Yukarıdaki hukuki ve fiili olgular dikkate alınmadan ve nitelendirmede düşünülen yanılgı sonucu eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve kanuna uygun bulunmadığından ötürü bozulmalıdır.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.