 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1996/716
K. 1996/3055
T. 11.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DÖVİZLE KİRA ALACAĞI
AYNEN ÖDENMESİ KOŞULU
KARAR ÖZETİ: 1-Yabancı ülke paraları ilgili yasa ve kararnamelerdeki sınırlayıcı bazı hükümler, bugün için yürürlükte bulunmadığından, döviz ile alacak veya borçlu olmak serbest bırakılmış, borçların döviz ile ödenmesi hususundaki engel ortadan kaldırılmıştır.
2-Yabancı para borcunun faizine, Devlet bankalarının o yabancı para ile
açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının
uygulanması gerekir.
3-Alacaklı, yabancı para alacağının aynen ödenmesini istemekle, borçlu,
yabancı para borcunu aynen veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk
Parası ile ödemek suretiyle borcundan kurtulabilir.
(818 s. BK. m. 83)
Dava dilekçesinde, akdin feshi ile davalının tahliyesi ve ödenmemiş kira paraları tutarı 5.680.64 DM. (Alman Markı'nın) 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince hesaplanarak faiziyle birlikte tahsili istenilmiştir. Mahkemece, yargılama sırasında taşınmaz tahliye edildiğinden, tahliye davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, toplam 107.948.577 lira kira alacağının talep tarihi olan 17.6.1994 tarihinden itibaren hesap edilecek yıllık % 30 yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
17.6.1994 tarihli dava dilekçesi ile, 1.1.1991 tarihinde kurulmuş bulunan kira sözleşmesi gereğince 5.680.64 DM.'nin faizi ile birlikte tahsili istenilmiş, mahkemece, dava tarihindeki kur üzerinden 107.948.577 TL.'nin yine dava tarihinden itibaren hesaplanacak % 30 yasal faizi ile birlikte tahsili cihetine gidilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Kira sözleşmesinde, kira parasının Batı Alman Markı üzerinden ifa edilmesi ile yetinilmemiş, ayrıca ödemenin de efektif dövizle yapılması "aynen ödenecektir" anlamına gelen sözlerle kararlaştırılmıştır. O kadar ki, sözleşmeden ve de onun uygulanmasından taraf iradelerinin borcun yabancı para ile ödenmesi gerektiği yönünde oluştuğu kuşkuya yer vermeyecek biçimde anlaşılmaktadır.
Öte yandan, yabancı ülke paraları ile ilgili yasa ve kararnamelerdeki sınırlayıcı bazı hükümlerin bugün için yürürlükte bulunmadığı hususu ise açık bir gerçektir. Böylece, döviz ile alacak veya borçlu olmak serbest bırakılmış, borçların döviz ile ödenmesi hususundaki engel ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken, nedenleri gösterilmeden yabancı para üzerinden vaki istemin Türk Parası ile karşılanması doğru görülmemiştir. Öte yandan, yabancı para borcunun faizine Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekirken, gerekçesiz bir şekilde % 30 yasal faize hükmedilmesi de yasaya uygun bulunmamıştır.
Bundan ayrı olarak alacaklı, Mark'ın aynen ödenmesini istemekle, fiili ödeme günündeki rayicine göre Türk Parası ile ödenmesini de istemiş olduğunun kabulü gerekir, zira, davalı taraf biriken borcunu (Markı) aynen veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödemek suretiyle borcundan kurtulabilir. Mahkemece, S.680.64 Batı Alman Markı'nın aynen veya fiili ödeme tarihindeki efektif kur üzerinden Türk Parası karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, dava tarihindeki kur üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.