 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/6826
Karar No : 1996/9627
Tarih : 23.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde davalı (kiracının) ödemediği Şubat 1995 ayına ait kira borcu sebebiyle başlatılan icra takibine karşı davalının itirazının iptali, İ.İ.K.'nın 269. mad. uyarınca temerrüt nedeni ile mecurun tahliyesi ve inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 2.340.000 liraya ilişkin itirazın kaldırılması, bununla ilgili takibin devamı, bu bedel üzerinden %40 inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesi, davalı taraf dava aşamasında kiracı olduğu dükkanı tahliye ettiğinden ve davanın konusu kalmadığından bu husustaki davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasındaki 1.2.1992 tarihli kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 2. maddesinde aynen "3 yıllık kira müddeti sonunda kiracı dükkanı hiçbir ihtara sebebiyet vermeden boş ve sağlam olarak teslim edecektir. Yeniden Kira Sözleşmesi yapmadan, kira müddeti sonunda kiracı dükkanı tahliye etmediği takdirde, aylık kira her yıl için son ödenen kira bedelinin 10 katı olarak ödenecektir" hükmü yer almış bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan madde, tahliyeyi sağlamak amacıyla sözleşmeye konulmuş bir cezai şart olup, 6570 sayılı yasaya aykırı şekilde, kiracının sonraki durumu zorlaştırılmıştır.
6570 sayılı Kanun, Kamu yararına ve özellikle kiracıyı korumak için kiracı lehine hükümler getirmiştir. Kira sözleşmesi yapılırken, kiralayan yönünden bir zaruret ve manevi baskı söz konusu değildir. Kiracıların aşırı gereksinimleri karşısında, bu durumdan yararlanacak kiralayanların sözleşmelere, kiracı aleyhine koydukları cezai şartlar geçersizdir. Ancak kira sözleşmelerine kiracı lehine konulmuş olan ceza koşulu geçerlidir.
Mahkemece sözleşmedeki ceza şartının kiracı aleyhine olduğu gözetilmeksizin geçerli kabul edilerek, hak ve nesafet gerekçesi ile 3 kat cezai şart miktarı üzerinden itirazın kaldırılması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.9.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.