Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

 

Davacı, 1087 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 3000 metrekarelik bölümünün 1064 sayılı parsele ait olduğu iddiası ile Asliye Hukuk Mahkemesinde köy tüzel kişiliği aleyhine açtığı dava, görevsizlikle Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın sıfat yokluğundan reddine, 1087 sayılı parsel, Kadastro Mahkemesinin 1986/59 esas sayılı dosyasında davalı olduğundan, hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı Seyfettin tarafından temyiz edilmiştir.

 

Aynı tutanağa yönelik tüm davaların birleştirilerek görülmesi zorunludur. Dava konusu 1087 sayılı parsel hakkında açılan başka bir davanın, mahkemenin 1986/59 esasında kayıtlı olduğu ve derdest bulunduğu anlaşılmış-tır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/D maddesi uyarınca, asil müdahillik istemlerine ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de kadastro mahkemesine aittir. Bu nedenle, sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca; davaların birleştirilmesi suretiyle tarafların tüm iddia ve savunmaları doğrultusunda deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 23.9.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972