 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/224
Karar no : 1995/371
Tarih : 19.1.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde kira parasının tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili, davalı vekili tararından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine;
Davacı tarafın temyiz itirazlarına gelince;
Davacı taraf, davalı S.S.K'nın 3917 sayılı Yasa'ya dayanarak 1.4.1994 gününden başlayan dönem için talep ettiği 9.265.000 liraya adı geçen Yasa'nın bu dönem için uygulanamayacağından bahisle itiraz etmiş mahkemece yapılan yargılama sonunda; davaya 3917 sayılı Yasa'nın 7.maddesi ile 6570 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 5.maddenin uygulanacağı sonucuna varılarak 1.4.1994 gününden başlayan dönem kira parasını aylık 7.500.000 lira olarak tesbit edilmiştir. Oysa 3917 sayılı Yasa'nın 6570 sayılı Yasa'ya eklediği geçici 5.maddeye göre davalı kurumun sahibi veya ortağı olduğu gayrimenkullerden kiraya verilmiş olup da kira sözleşmeleri 1.1.1993 den önce yapılmış olanların sözleşmelerinin bitim, tarihinden itibaren 3 ay sonra sona ereceği yazılı olmakla birlikte Yasa'nın yürürlüğe giriş tarihi, 8.12.1993 günü olduğundan ve Yasa'lar aksi açıkça belirtilmediği takdirde geçmişe yürütülemeyeceğinden kira sözleşmesinin bitim tarihinin Yasa'nın yürürlüğe giriş tarihinden sonra olması halinde uygulanabilmesi mümkündür.
Dava konusu olayda ise, taraflar arasındaki sözleşme 1.1.1993 tarihinden önce 26.11.l984 tarihinde yapılmış ve Direr yıllık sürelerle uygulana gelmiş olmakla birlikte en son 26.11.1993 tarihinde bir yıllık süre biçmiş ve bu günden itibaren taraflar arasında 6570 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde belirtilen bir yıllık yeni dönem başlamış, 3917 sayılı Yasa ise bu tarihten 12 gün sonra yürürlüye girmiştir. Bu durumda Yasa geçmişe yürütülemiyeceğinden 3917 sayılı Yasa'dan davalı kurumun bu dönem için yararlanamayacağı gözetilerek yapılan itirazın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 19.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.