 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/1991
Karar no : 1995/5559
Tarih : 25.4.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde kira parasının aylık 10.000.000 lira olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda 3917 sayılı Yasada bu Yasadan yararlanacak kurumların yalnızca SSK ve Bağ-Kur olarak sınırlandırıldığı ve davalı Emlak Bankasının bu kurumlar arasında sayılmadığından bahisle davacı kiracının talebi gibi muaraza giderilmiş ise de;
3917 sayılı yasanın 7.maddesinin 6570 sayılı yasaya eklediği geçici 5.maddeye göre "Sosyal Sigortalar Kurumu ile Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumunun sahibi veya ortağı bulunduğu gayrimenkuller için 1.1.1993 tarihinden önce 22.4.1926 tarih ve 818 sayılı Borçlar Kanunu ile 18.5.955 tarih ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları hakkında kanuna göre yapılmış olan kira sözleşmeleri,sözleşmelerin bitim tarihinden itibaren üç ay sonra işletme hakkının devrine ilişkin sözleşmeler ise bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay sonra sona erer" demek suretiyle bu iki kuruma ait tüm kira sözleşmelerini sona erdirmiş ve yine aynı yasanın 6.maddesinin 6570 sayılı yasaya eklediği geçici 7.maddede "kurumun mülkiyetinde bulunan gayri menkullerden nitelikleri itibariyle satışa elverişli olanlar,bu kanunun yürürlüne girdiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde devir tarihlerindeki rayiç bedelleri üzerinden Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlığı tarafından tesbit edilecek bir Kamu Bankasına devredilir. Devredilen gayrimenkuller ayrıca bir ferağ işlemine gerek olmaksızın tapu sicilinde ilgili Banka adına tescil edilir." denilmek suretiyle de bu kurumların yerine yasaya göre tesbit edilecek kamu Bankası geçirilmiştir. Bu durumda her iki madde birlikte değerlendirildiğinde; Kurumların kira akitlerinin yasada belirtilen sürede sona ermiş olduğu ve davalı Kamu Bankasının yasa nedeniyle kira sözleşmesi sona ermiş mecurları iktisap ettiği, böylece de bu kurumların yerine geçerek haklarına halef olduğu anlaşılmaktadır. Zira eğer kanun koyucu aksini düşünmüş olsa idi kurumlara ait gayri menkullerden satışa elverişli olanların satışını düzenler ve fakat en azından bu mecurların kira sözleşmelerini sona erdirmeye gerek görmezdi.
Ayrıca bu kurumların gayrimenkullerinin herhangi bir başka, kur um,kuruluş ya da kişilere değil ama Kamu Bankasına devredilmiş olmalarından da kanun koyucunun amacının yalnızca bu iki kuruma nakit temini değil, kamu yararı olduğu noktasından hareket edilerek yapıldığını, bunun için de devrolunan gayrimenkullerin kira sözleşmelerini sona erdirmek suretiyle kira bedellerinin Bankaca günün koşullarına göre yeniden tesbitini sağladığı anlaşılmaktadır. Nitekim hem devir ve satışın hem de sözleşmelerin sona ermesinin aynı yasada düzenlenmesinin de bu anlamda olduğundan başka bir nedeni olmasa gerekir.
Tüm bu nedenlerle yukarıda belirtilen hususlar düşünülmeksizin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 25.4.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.