 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1994/10071
K. 1994/10851
T. 12.9.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ECRİMİSİL DAVALARINDA ZAMANAŞIMI
KARAR ÖZETİ Ecrimisil davaları, işgal tazminatı davalarının özel bir şeklidir.
Esasen ecrimisil, kira karşılığı anlamında olduğundan bu davalarda bir yıllık değil, beş yıllık zamanaşımı hükümleri uygulanmalıdır.
(743 s. MK. m. 908)
(818s. BK.m.60, 126)
(YIBK., 25.5.1 938 gün ve 29/10 s.)
(YIBK., 4.6.1958 gün ve 15/6 s.)
Dava dilekçesinde fazla haklar saklı tutularak 31.817.450 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
22.10.1993 tarihinde açılan davada, 1989-1993 yıllarına ilişkin olarak ecrimisil istenmiştir.
Mahkemece, davanın; TMK.nun 908. maddesine dayanan haksız işgal tazminatı (ecrimisil) davası olduğundan sözedilerek, davalı vekilinin vaki zamanaşımı def'i kabul edilip Borçlar Kanununun 60. maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı uygulanarak reddine karar verilmiştir.
Oysa ki; bu tür davalarda, halen baki olan 25.5.1938 gün ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatlarına göre, (Borçlar Kanununun 126. maddesine dayalı) 5 yıllık zamanaşımı uygulamak gerekir.
Esasen, ecrimisil; kira karşılığı anlamında olduğundan, ecrimisil davalarının, anılan yasa maddesinde yeralan alelumum kiralar için uygulanması gerekli kılınan 5 yıllık zamanaşımına tabi tutulması doğal olup hukuka da uygun bulunmaktadır. Kaldı ki, mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı 4.6.1958 tarih ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının, VI. paragrafında da (işgal tazminatı davalarının özel bir şekli olan ecrimisil davalarının) 5 yılda zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiş ve bu davalar hariç tutularak diğer davalara ilişkin zamanaşımı süreleri farklı biçimde işlenmiştir.
O halde;davada ecrimisil istenen sözkonusu sürenin 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde kaldığı gözetilerek davalı vekilinin vaki zamanaşımı def'inin reddiyle davanın esasının incelenmesi ve sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi zamanaşımı yönünden reddi doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.9.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.