 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1993/8330
K. 1993/21356
T. 6.12.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
NİŞANLI ERKEĞİN KIZ KAÇIRMASI
EVLENME ŞANSI
MANEVİ TAZMİNAT
KARAR ÖZETİ: Küçük yerleşim birimlerindeki nişanlı erkek, nişanı bozmadan bir başka kızı kaçırır ve evlenirse, evlenme şansı azalmış ve şahsiyet hakları ağır şekilde darbe görmüş olan önceki nişanlısının manevi tazminat hakkı doğar.
(743 s. MK. m. 85)
Dava dilekçesinde, nişan bozma nedeniyle nişanlı kız için 20.000.000 lira; ana, baba ve kardeşleri için 1 0.000.000'ar lira olmak üzere toplam 50.000.000 lira manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı Gülsüm vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Davacılardan Gülsüm, 5 Ağustos 1991 tarihinde davalı Mustafa ile nişanlanmıştır. 10 Mayıs 1992 tarihinde davalı köyden başka bir kız kaçırarak onunla evlendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacı Gülsüm'ün şahsen ağır bir zarara uğradığı ispatlanamamış olduğundan nişanlı kız hakkında da davanın reddine karar verilmiştir.
Medeni Kanunun, nişan bozulması halinde manevi tazminatı düzenleyen 85. maddesinde, "gerçekten bir taraf kendi kusuru olmaksızın nişanın bozulmasında şahsen fahiş bir surette zarara uğramış ise hakim onun zararı manevisini telafi için münasip bir tazminat hükmedebilir" hükmü yer almaktadır.
Mahkeme, somut olayda, kızın nişanlısı davalı erkeğin başka bir kızı kaçırarak onunla evlenmesini fahiş zarar kabul etmemiştir.
Oysa, küçük bir köyde nişanlı olan ve davalı ile nişanlı olduğu herkesçe bilinen bir kızın nişanlısının, nişanı bozmadan ve nişanlısının hiç haberi olmadan başka bir kızı kaçırarak evlenmesi, davacı nişanlı kızın şahsiyet haklarına indirilmiş ağır bir darbe ve evlenme şansını azaltacak kötü bir girişimdir.
Bu durumda, fahiş bir zararın varlığı kabul edilerek, tarafların sosyal ve mali durumları nazara alınarak nişanlı kız için münasip bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken nişanlı kız yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.