 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1993/5253
K. 1994/764
T. 14.2.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ESER SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVALAR
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
KARŞILIKLI EDİMLER İLİŞKİSİ
YARGITAY AŞAMASINDAN SONRA TEFRİK
KARAR ÖZETİ: Aynı inşaat sözleşmesinden doğan davalarda, bir tarafın edimi, diğer tarafın alacağını oluşturduğundan, iki davanın birlikte görülüp hükme bağlanması, mevcut ilişkinin zorunlu bir sonucu iken, Yargıtay aşamasından sonra, yüklenicinin açtığı tescil davasının tefriki doğru değildir.
Yüklenici, sözleşmeye göre, inşaatı bitirip iskan raporu almaya hazır şekilde teslimle yükümlüdür. Arsa sahibinin; proje değişikliği, yıkıp düzeltme, gecikmenin sebep olduğu zararların varlığı gibi iddiaları araştırılmadan tescil kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
(1086 s. HUMK. m. 43, 45, 46)
(818 s. BK. 81, 355, 358, 360)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı yüklenicinin açmış olduğu tescil davası ile davalı arsa sahiplerinin ayrıca açtıkları bodrumdan fazla yapılan yer ile çatı katında projeye aykırı yapılan piyeslerden paylarına düşen kısımların tescil veya bedeli, gecikme tazminatı kira eksik iş bedeline ilişkin davanın irtibat nedeni ile birleştirilmesi-ne ve her iki davanın birlikte görülmesine karar verilmiş, birleştirilen davaların yargılaması birlikte yapılarak bir hüküm kurulmuş, davacı arsa sahiplerinin temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, yüklenicinin açmış olduğu tescil davasının tefrikine karar verilip müstakilen tescil kararı verilmiş ve bu hüküm davalı arsa sahiplerince temyiz edilmiştir. Her iki dava aynı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup karşılıklı edimleri içeren bu sözleşmeden dolayı her iki taraf karşılıklı olarak bir birlerinden edimlerinin ifasını istemişlerdir. Bu nedenle, bir tarafın edimi diğer tarafın alacağını oluşturduğundan her iki davanın birlikte görülüp hükme bağlanması edim ve karşı edim ilişkisinin zorunlu bir sonucudur. Birleştirilen davaların Yargıtay aşamasından sonra ayrılmasına karar verilmesi ve ayrı ayrı hükme bağlanması doğru görülmemiştir.
Davacı (karşı davalı) yüklenici sözleşmeye göre inşaatı bitirip iskanı alınabilecek bir duruma getirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülük yüklenicinin tescile hak kazanmasının bir koşulunu oluşturmaktadır. İnşaatta projeye aykırı değişiklikler yapıldığı ve bu durumun iskan alınmasına ve inşaatın durdurul masına ve kısmen yıkılıp düzeltilmesi ve böylece yasaya uygun hale getirilmesine sebep olup olmayacağı araştırılıp kesin bir sonuca ulaşılmadan v hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden davacı yüklenici adına tescile karar verilmesi sözleşmenin taraflara yüklediği bir kısım edimlerin gözönüne alınmaması demek olur ki, işin bu şekilde sonuca bağlanması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle mahkemenin her iki davayı ayırmadan birlikte yürütüp karara bağlaması icabettiğinden mahkemece tefrik kararı verilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle davalılar yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 14.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.