 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1993/13021
K. 1994/33
T. 17.1.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SUYA EL ATMAN1N ÖNLENMESİ
GENEL SU NİTELİĞİ
KADİM YADA ÖNCELİKLİ HAK
SULAMA SUYU
İÇME SUYU
KARAR ÖZETİ Suyun kaynadığı taşınmazın sınırlarını taşacak ölçüye varması halinde, genel su niteliği kazanılmış olur.
Genel nitelikli sulardan herkes; kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla, faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
İçme suyu ihtiyacı, sulama suyu ihtiyacına nazaran öncelikli olduğundan; kadim hak sahibinin, sulama suyu ihtiyacı fazlasından, Belediyenin içme suyu olarak yararlanması mümkündür.
(743 s. MK. m. 679/2, 680, 681, 682)
Dava dilekçesinde, suya vaki elatmanın Önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın değeri 4.000.000 lirayı geçmediğinden, vaki duruşma isteği reddedilerek temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve Özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, dava konusu yapılan iki adet kaynak suyunun; özellikle miktarları itibariyle çıktıkları, davacılardan Bekir'e ait 337 parsel sayılı taşınmazın sınırlarını aşacak ölçüde olduğu mahkemece de kabul edilmektedir ki; bu durur ma göre, özel su sayılmayıp genel su niteliği kazanmış olacakları belirlenmiş bulunmaktadır.
Genel nitelikli sulardan ise herkes, kadim yada Öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Davacıların sözkonusu sulardan ötedenberi sulamada yararlandıkları, davalı Belediyenin ise içme suyu olarak kullanmak istediği, ancak davacılara nazaran kadim veya Öncelik hakkı bulunmadığı hususu da dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalının kadim yararlanma hakkına sahip olmaması; bu sulardan hiçbir surette yararlanamayacağı sonucunu doğurmayıp davacıları öncelikli ihtiyacından artan su bulunduğu takdirde (ancak ondan yararlanabileceği şeklinde) sınırlı bir kullanım hakkına sahip olmasına yolaçar ki, bu arada içme suyu ihtiyacının sulama suyu ihtiyacına nazaran öncelik taşıdığının da gözetilmesi gerekir. Dosya arasındaki, Hüseyin tarafından düzenlenmiş tarih-siz zirai bilirkişi raporunda, 5,5 litre/saniye ve 2 litre/saniye debilerinden olan söz konulu 1 ve 2 nolu kaynak sularının, davacıların öncelikli sulama ihtiyacından fazla olduğu ve bu fazlalığın toplam 4 litre-saniye miktarında bulunduğu belirtildiğine göre bundan davalı Belediyenin yararlanması mümkündür.
O halde; belirtilen nedenlerle, anılan kaynak sularından davacıların toplam 3,5 litre-saniye olan ihtiyacından arta kalan 4 litre-saniyelik fazla sudan davalı Belediyenin içme suyu ihtiyacı için yararlanabileceği hususu gözetilerek ve icabında bu konuda bir düzenleme de yapılarak, davalının yalnızca, davacıların sözü edilen ihtiyacı oranındaki su miktarı ile sınırlı olarak elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle dava konusu kaynak sularının tamamına ilişkin elatmasının önlenmesi yolunda hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.1.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.