 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1992/9288
K. 1993/1611
T. 8.2.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İŞLEMDEN KALDIRMA
ESKİ HALE GETİRME
MEŞRU MAZERET
ÖZET : Davacı vekiline resmi bir hastaneden verilmiş olan rapor HUMK.nun 167. maddesi anlamında (arzu ve ihtiyari dışında) oturuma katılmadığını göstermektedir. Aynı Kanunun 168. maddesinde öngörülen on günlük süre içinde de bu durum, dilekçe ile bildirilmiş ve eski hale getirme isteminde bulunulması halinde davacı vekilinin ilk defa vuku bulan eski hale getirme talebinin kabulüyle duruşmaya devam edilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 167, 168, 409)
Dava dilekçesinde, nişanın bozulması nedeniyle 10.430.000 lira tutarındaki hediyenin aynen veya bedelen ve ayrıca 1.370.000 lira gider karşılığının masraflarla birlikte davalı taraftan ve karşılık davada da 4.815.000 lira değerindeki hediyelerin aynen veya bedelen ve ayrıca 10.000.000 lira manevi tazminatın davacı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, asıl davanın HUMK.nun 409. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına ve karşılık davanın da işlemden kaldırılmasına karar verilmiş; karar, asıl davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Mahkemece, asıl davanın iki defadan fazla müracaata bırakıldığından söz edilerek açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Asıl davanın 8.4.1991 ve 4.11.1991 tarihli oturumlarına, asıl davacı (vekilinin) mazeretsiz gelmeyerek işlemden kaldırılmasına neden olduğu hususu çekişmesizdir.
Asıl davacı vekilinin, 12.12.1991 tarihli oturuma da mazeret bildirmeden katılmadığı ve bu nedenle davanın müracaata bırakıldığı belli olmakla beraber; asıl davacı vekili 16.12.1991 tarihinde verdiği dilekçesinde (bu dilekçeye eklendiği, Bursa Devlet Hastanesinden alınmış 12.12.1991 tarih ve 3325 sayılı olup iki gün kati yatak istirahatini içeren rapora dayanarak) eski hale getirme talebinde bulunmuş (ve hatta buna göre yenileme işlemi dahi yapılıp taraflara 18.2.1992 tarihli duruşma günü bildirilmiştir) olmasına karşın, bu talep hakkında bir karar verilmeksizin (asıl davacı vekilinin de iştirak ettiği) anılan celsede, temyize konu edilen açılmamış sayma kararı verilmiştir.
Oysa ki, resmi bir hastaneden verilmiş olan söz konusu rapor asıl davacı vekilinin 12.12.1991 tarihli oturuma HUMK.nun 167. maddesi anlamında (arzu ve ihtiyari dışında) katılamadığını göstermektedir ve aynı Kanunun 168. maddesinde öngörülen on günlük süre içinde de bu durum mahkemeye anılan dilekçe ile usulüne uygun olarak bildirilerek eski hale getirme isteminde bulunulmuştur.
O halde, asıl davacı vekilinin ilk defa vuku bulan bu eski hale getirme talebinin kabulüyle duruşmaya devam edilmesi gerekirken, bu hususun düşünülmeksizin (ve bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar dahi verilmeden) asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde, hüküm tesisi isabetsiz temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|