Hukuki.NET

T.C.YARGITAY3. Hukuk DairesiE. 1992/8538K. 1992/13000T. 22.6.1992
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
RUCUAN ALACAK SİGORTACININ HALEFİYET HAKKI
 
ÖZET TTK.nun 1301. maddesine göre, sigortacının yasal halefiyeti nedeniyle üçüncü kişi aleyhine rücu davası açılabilmesi için sadece sigorta bedelini ödemesi yeterli olmayıp, ayrıca sigorta ettiren kimsenin vaki zararından dolayı üçüncü kişiye dava hakkı mevcut olması gerekir. Bu hakkın doğmamış veya sükut etmiş olması halinde sigortacı halefiyet hakkını kullanamaz.(6762 s. TTK. m. 1301)
 
Dava dilekçesinde, 1.313.718 lira rücuan alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
 
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
 
Davalıya ait her iki aracın davacı sigorta şirketine kasko sigortalı olduğu, bu iki aracın çarpışması sonucu meydana gelen hasar nedeniyle davacı sigorta şirketinin 1.313.718 lirayı davalıya ödediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalıya ait iki sigortalı aracın çarpışmasından doğan zararın şirket tarafından davalıya ödendikten sonra aynı bedeli yine sigortalıdan (davalıdan) istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
 
TTK.nun 1301. maddesine göre, sigortacının yasal halefiyeti nedeniyle üçüncü kişi aleyhine rücu davası açılabilmesi için sadece sigorta bedelini ödemesi yeterli olmayıp, ayrıca sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü kişiye dava hakkı mevcut olması gerekir. Bu hakkın doğmamış veya sükut etmiş olması halinde sigortacı halefiyet hakkını kullanamaz. Zira, sigortacının TTK.nun 1301. maddesinden kaynaklanan halefiyet hakkına sahip olabilmesi için sigortalının (davalının), kendisine zarar verene karşı dava hakkının bulunması gerekir. Davalı olayda üçüncü kişi konumunda bulunmadığından ötürü kendisine karşı sigorta şirketinin rücu hakkının doğacağı düşünülemez. Mahkemece, davanın reddedilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabule karar verilmesi doğru görülmemiştir.
 
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.6.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini