 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1992/5091
K. 1992/20633
T. 14.12.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GENEL SULARDAN FAYDALANMA
ÖZET Genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla, faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
(831 s. SUK. m. 1,2)
Dava dilekçesinde, suya vaki el atmanın Önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava konusu yapılan kaynak suyunun, çıkış yeri itibariyle genel sulardan olduğu kuşkusuz bulunduğu gibi bu cihet mahkemece de kabul edilmiş durumdadır.
Genel sulardan ise herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellemek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Miktarı az da olsa anılan kaynak suyunun (O civardaki diğer kaynaklarla birlikte) oluşturduğu dereden davacıların öteden beri sulamada yararlandığı, davalının (söz konusu kaynak yerinde kazı yapıp çıkan suyu boruya alarak içme ihtiyacı için evine götürmek suretiyle vaki) el atmasının ise yeni olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda; sağlıklı bir sonuç için, jeoloji ve ziraat mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla uygun bir dönemde yeniden keşif yapılarak, öncelikle söz konusu kaynak ve diğer ilgili kaynakların debilerinin ölçülüp, davacıların öteden beri suladıkları arazi miktarları itibariyle (ki, bunlardan başka yararlandıkları su veya sular varsa onlarda gözetilerek) bu suya olan ihtiyaçlarının da usulünce belirlenmesi ve ondan sonra bu suların davacıların saptanan (en azından öncelikli) ihtiyaçlarına yetip yetmeyeceğinin tesbiti ve ancak ihtiyaç fazlası bir su bulunduğu takdirde bundan davalının yararlanmasına izin verilmesi gerekir.
O halde; belirtilen şekilde işlem ve incelemeler yapılarak sonuçlarına uygun bir karar verilmesi gerekirken bu yönlerden eksik inceleme ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|