 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1992/1803
K. 1992/18156
T. 9.11.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SUYA VAKİ ELATMANIN ÖNLENMESİ
GENEL SU
ÖZET Dava konusu suyun özel su sayılıp sayılmayacağı, o taşınmazın tapulu ve suyun miktarının da taşınmazın sınırlarını aşmayacak derecede az almasına bağlıdır ki, aksi halde ise genel sulardan sayılır ve genel sulardanda herkes, kadim veya öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
(743 s. MK. m. 679)
Dava dilekçesinde, suya vaki el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava konusu suyun kaynağının, davalılardan Osman'a ait taşınmazda bulunduğu belirlenmiştir. Bu kaynağın TMK.nun 679. maddesi anlamında özel su sayılıp sayılmayacağı, o taşınmazın tapulu ve suyun miktarının da taşınmazın sınırlarını aşmayacak derecede az olmasına bağlıdır ki, aksi halde ise genel sulardan sayılır ve genel sulardan da herkes, kadim veya Öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Bu duruma göre ve sağlıklı bir sonuç için; öncelikle adı geçen davalının elindeki söz konusu taşınmazın tapulu olup olmadığının sorulup araştırılarak saptanması ve ondan sonra uygun bir dönemde uzman bilirkişi veya bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak anılan suyun debisinin ve davalı Osman'ın bu su ile sulanan taşınmaz alanının ölçülmesi ve bu belirlemeler itibariyle özel su olduğunun anlaşması halinde şimdiki gibi davanın reddedilmeşi, genel su niteliğinde bulunduğu takdirde ise, tarafların (yararlandıkları başka sular mevcut ise onlar da gözetilerek) bu suya olan ihtiyaçlarının ve suyun yeterliliğinin ve Özellikle davalı Osman'ın öncelikli ihtiyacından fazla bir su bulunup bulunmadığının usulünce tesbit edilmesi ve artanı varsa bundan Davacının yaptıkları çeşmeye akıtmak suretiyle (ki esasen suyun çıktığı yerde davacının içme suyu olarak istifadesine davalının engellemediği hususu Mahkemece kabul edilmiştir) yararlanmasının sağlanması gerekir.
O halde; belirtilen şekilde işlem ve incelemeler yapılarak, ortaya çıkacak sonuçlara uygun bir karar verilmesi icabederken, bu yönlerden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin Ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|