 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1991/5701
K: 1991/665
T: 29.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava, davacının kiralananda kiracı bulunduğunun tesbiti isteğine ilişkindir.
15.9.1960 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kiracı olarak dava dışı M.Y.'nın yazılı bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, davacı kiralananı 1985 yılında davalı kiralayanın muvafakatıyla eski kiracı M.Y.'dan devraldığını ve o tarihten beri bu yeri kiracı olarak işgal ettiğini iddia etmiştir.
Dosyada bulunan belgelerden 1985 yılından beri kiralanana ilişkin kira parasının bizzat davacı tarafından davalı kiralayana kısmen şahsen ödendiği ve kısmen PTT aracılığıyla gönderildiği ve bunların davalı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin kabul edildiği ve hatta elden ödenenler için makbuz verildiği anlaşılmaktadır. Bunun yanında davacının 1985 yılından beri bu dükkanda davacının kiracılığını doğrulamaktadır. Bütün bunlardan davacının bu yeri 1985 yılından beri kiracı olarak işgal ettiği ve buna davalı kiralayanın da muvafakat ettiği açıkça anlaşılmaktadır. Davalının, eski kiracı M.Y. aleyhine tahliye davası açıp karar almış olması da bu sonucu değiştirir nitelikte değildir. Kaldı ki davacının o davaya müdahale isteğinde bulunması ve o isteğinin davanın son aşamaya gelmesi gerekçesiyle reddedilmiş olması da davacı aleyhine bir kesin hüküm oluşturmaz. Öte yandan M.Y. aleyhine verilen tahliye ilamının infazı sırasında davacının kiracılığını kabul edilmiyerek tahliyesini öngören merci kararı da İcra ve İflas Kanununun öngördüğü dar koşullar içinde değerlendirildiğinden bu davada davacı aleyhine bir delil olarak kabul edilemez.
Davacının eski kiracı M.Y.'dan 1985 yılında kiralananı devralarak o tarihten beri kiracı sıfatıyla işgal ettiği ve kiralayan davalının buna muvafakat ettiği toplanan delillerde sabit olmuştur. Mahkemece bu yönler gözetilerek isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 29.1.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.