 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1991/3127
K. 1991/15089
T. 16.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Ecrimisile konu edilen taşınmazlarda taraflarpaydaştırlar. Paydaşlar kural olarak, intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ancak, bu kuralın bir takım istisnaları mevcut olup bunlardan birisi de, kiraya verilmek suretiyle gelir elde edilen (hukuksal semere getiren) taşınmaz mallara ilişkindir. Dava konusuyapılan taşınmazlardan davalının kiraya verdiklerinin kesin olarak saptanması ve bunlar için intifadan men koşuluaranmayarak, bu yoldaki işgalin süresi ve payına göre davacı paydaşın hak kazandığı ecrimisil miktarının usulünce belirlenmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 717)
Dava dilekçesinde fazla hak saklı tutularak 4.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 150.000 liralık bölümünün kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Ecrimisile konu edilen taşınmazlarda taraflar paydaştırlar. Paydaşlar kural olarak, intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ancak bu kuralın bir takım istisnaları mevcut olup bunlardan birisi de, kiraya verilmek suretiyle gelir elde edilen (hukuksal semere getiren) taşınmaz mallara ilişkindir.
Davada, sözkonusu taşınmazların davalı tarafından kiraya verilerek işgal ve istifade edildiğinden bahisle beş yıllık ecrimisil istenmiş olup bunların bir çoğunun gerçekten davalı tarafından başkalarına kiraya verildiği ve kira paralarının kendisince alındığı bizzat (kiracı) tanık anlatımları ile belirlenmiş bulunmaktadır.
Bu durumda; dava konusu yapılan taşınmazlardan davalının kiraya verdiklerinin kesin olarak saptanması ve bunlar için intifadan men koşulu aranmayarak, bu yoldaki işgalin süresi ve payına göre davacı paydaşın hak kazandığı ecrimisil miktarının usulünce belirlenmesi gerekir.
O halde; belirtilen şekilde işlem ve incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu cihetin düşünülmeksizin intifadan men yokluğundan sözedilerek yalnızca davalı tarafın kabul ettiği 150.000 liralık miktara ilişkin olarak hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin ödenen temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.