 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1990/12324
K. 1991/6979
T. 17.6.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Ç. Köyü'nün öteden beri kullana geldiği suyun ihtiyacından artan bir miktar bulunup bulunmadığı kesin olarak saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Hasan ve arkadaşlarının suya ihtiyacı olduğundan bahisle ve öncelik hakları gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
(743 s. MK. m. 683)
Dava dilekçesinde, 600.000 lira kıymetindeki sulama suyuna vaki elatmanın önlenmesi ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Davacılar Yarımcahan Köyü ve Çolakoğlu Köyü tüzel kişilikleri adına Hasan ve arkadaşları aleyhine açılan suya vaki elatmanın önlenmesi davasıda bu dava
ile birleştirilmiştir. Mahkemece, davaların kısmen kabulü ile davacıların 12 günde 5 saat 20 dakika sulama yapmalarına, bunun dışındaki sürede davalıların ve birleştirilen davada davacıların faydalanmaları ve bunun için bendin yıkılması suretiyle diğer tarafında elatmasının önlenmesi cihetine gidilmiş; hüküm, davalılar ve birleştirilen davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Dosya arasında bulunan Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1960/211 esas sayılı davasına ait kararı örneğinden anlaşıldığına göre, dava konusu Ballıçay Suyu üzerinde kadimden beri bulunan 2 bent ile ayrılanlar dışındaki sular Çolakoğlu Köyü'nün yararlanmasına bırakılmış olup bu
davada davacı ve birleştirilen davada davalı olan şahısların herhangi bir yararlanmasının o tarihte mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen bu kişiler 1961 yılından sonra suya elatarak çayın üzerine bent yapmak suretiyle 233 parselde kavak yetiştirmişler ve bu kavakların 15 yaşlarında oldukları bilirkişilerce saptanmıştır.
Mahkemece bilirkişi raporuna dayanarak kavaklara yeterli su ayrılmış ise de, davalı ve birleştirilen davada davacı olan köylerin öteden beri kullana geldikleri su miktarı nazara alınarak kavakların dikili olduğu miktar kadar taşınmazların susuz kalacağı bilirkişi raporunda bildirilmiş bulunmaktadır.
Genel sulardan olduğu anlaşılan dava konusu sudan, ancak öncelik hakkına riayet edilmesi koşulu ile herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Kendilerine 12 günde 5 saat 20 dakika su verilen tarafın yararlı ihtiyacı saptanmış ise de Çolakoğlu Köyü bu su üzerinde öncelik hakkına sahip olduğuna göre sonradan suya elatan Hasan ve arkadaşları adı geçen köyün ihtiyacından artan bir su bulunduğu takdirde sudan yararlanabilir.
Bu nedenle Çolakoğlu Köyü'nün öteden beri kullana geldiği suyun ihtiyacında artan bir miktar bulunup bulunmadığı kesin olarak saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Hasan ve arkadaşlarının suya ihtiyacı olduğundan bahisle ve öncelik hakları gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin ödenen temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.6.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.