 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1989/7678
K: 1989/7935
T: 19.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı SSK. Genel Müdürlüğü ile davalı MKE. Kurumu Genel Müdürlüğü aralarındaki ecrimisil davasına dair, (Ankara 10. Ansliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 23.2.1989 günlü ve 988/690-989/115 sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 3.7.1989 günlü ve 38696182 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı tapu kaydına göre 4209 metrekareden ibaret olup, üzerinde davalıya ait lojmanlar bulunan 420 ada 1 parselde imar uygulaması sonucu mülkiyetine geçen 300/4209 ortaklık payı için davalıdan ecrimisil istemektedir. Davacının taşınmazda belirtilen paya sahip olduğu, taşınmazın tamamının davalı tarafından işgal edildiği ve davacının bu işgal nedeniyle taşınmazdan yararlanmasının mümkün olmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dava, esas itibariyle davalının kötü niyetli olmadığı ve taşınmazdan elde ettiği gelirin kendisine ait binalardan elde ettiği kira olduğu için davacının bir zararı da bulunmadığı gerekçesiyle red edilmiştir.
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre ortak taşınmazlardaki paydaşlar, intifadan men edilmedikçe, diğer bir deyimle hak talep eden paydaşın taşınmazdan yararlanma istemi, taşınmazın şagiline iletilmedikçe, birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ortak taşınmazdaki paydaşların payları fiziksel olarak ayrılmış olmadığı için herhangi bir paydaşın ortak taşınmazın bir bölümünü yada tamamını işgal etmesinin kötü niyetli işgal sayılamayacağı nedeniyle, ecrimisili tazminatı hak sahibi paydaşın yararlanma arzusunun şagil paydaşa iletilmiş olması şartına bağlı kılınmıştır. Bu şart gerçekleştiğinde, payına tekabül edenden fazlasını işgal eden paydaş kötü niyetli zilyet durumuna düşmekte ve bu şartlar gerçekleştiği tarihten itibaren ecrimisil ödemekle yükümlü tutulmaktadır. Ecrimisilin dayanağı bulunan Medeni Kanunun 908. maddesindeki kötüniyet şartı bu suretle vücut bulmaktadır. Aksine düşünce, taşınmaz paydaşları arasında ecrimisil istemlerini olanaksız kılar. Kaldı ki, davacı Sosyal Sigortalar kurumu, bir kamu kurumu olup, maliki bulunduğu taşınmazdan yararlanmaktan sarfınazar edemiyeceği için yararlanma isteminin her zaman için var olduğunun kabulü gerekir.
Diğer taraftan kuruluş kanununa göre sahip olduğu her şeyi nemalandırmak ile yükümlü bulunan bir sosyal güvenlik kuruluşu olan davacının yararlanmaktan mahrum kaldığı taşınmazdaki payının işgal edilmiş olmasından dolayı zarara uğramadığı da kabul edilemez.
Yargıtay İçtihatlarına göre yukarıda sözü edilen intifadan men, ya da yararlanma isteminin şagile intikali her türlü delil ile isbat edilebilir. Bir ihtarname, ya da yararlanma istemini dolaylı olarakta yansıtan bir yazı veya dava dilekçesi (bu konuda reddedilen Kırıkkale Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dosya içinde bulunan 986/662 esas sayılı davasına ait dilekçe örnek olabilir) ya da şahadet, intifadan men koşulunun gerçekleştiği ve ecrimisil başlangıç tarihini belirleyebilir.
Bundan ayrı, dava konusu edilen taşınmazda olduğu gibi taşınmazın şagil tarafından, üzerine bina yapılmak suretiyle işgal edilmiş olması halinde binalar dikkate alınmadan sadece işgal edilen arsanın mevkiine ve kullanma biçimine göre getirebileceği gelir gözönünde bulundurularak ecrimisil hesaplanır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacının taşınmazda sahip olduğu arsa miktarını saptamak, intifadan men koşulunun gerçekleştiği tarihi belirlemek ve yukarıdaki esaslar dairesinde arsanın işgalin sürdüğü yıllar itibariyle getirebileceği geliri hesaplamak suretiyle adil bir tazminata hükmentem olmalıdır.
SONUÇ : Bu itibarla, mahkeme kararının yukarıda belirtilen nedenlerle bozulması gerektiği halde onandığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin kabulü ile daire kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 24.800 lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 19.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.