 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1989/6349
K: 1990/2546
T: 26.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde 125.400 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davalı, 24.6.1986 tarihinde ika edildiği davacı tarafından iddia olunan haksız fiil nedeniyle açılan bu tazminat davasına verdiği cevapta süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.
Mahkemece, fiile Ceza Kanununun öngördüğü zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği ileri sürülerek Borçlar Kanununun 60. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca 5 yıllık zamanaşımının henüz gerçekleşmediği kabul edilerek savunma red edilmiş bulunmaktadır.
Borçlar Kanununun 60. maddesinin 2. fıkrasının uygulanabilmesi için, tazminata konu eylemin suç teşkil etmesi yanında Ceza Kanunu gereğince daha uzun bir zamanaşımına tabi bir cezayı gerektirmesi zorunludur.
Mahkemece, davalının eyleminin hangi suçu oluşturduğu ve bu suçun kapsamına girdiği Ceza Kanunu maddesi ile müstelzim olduğu ceza ve bu suça ilişkin ceza davasının Ceza Kanununun 101/2. maddesi uyarınca tabi olduğu zamanaşımı hususlarında hiç bir araştırma, inceleme ve saptama yapılmamıştır.
Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan zamanaşımı savunmasının reddi yerinde görülmüştür.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.3.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.