|
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1989/5970
K: 1989/709
T: 23.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçsinde 197.200 lira tazminatın davalı tarafından tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü :
KARAR : Dava konusu ağaçların davalıya ait taşınmazın kapsamında kaldığı, dal ve köklerinin davacının mülkiyet alanına tecavüz etmediği, ancak gölge yaparak zarar verdiği iddia olunarak tazminat istenilmiştir.
Medeni Kanunun 618 inci maddesine göre herkes malik olduğu taşınmazda belli kurallara uymak ve özellikle mülkiyet hakkını kötüye kullanmamak koşuluyla dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Aynı yasanın 661 inci maddesine göre ise bir kimse mülkünü kullanırken hele sınai işler yaparken komşusuna zarar verecek her türlü taşkınlıklardan çekinmeye zorunludur. Öyle ki mülkiyet hakkı sahibi koşmusuna zarar verecek hareketlerden ve davranışlardan kaçınma ile yükümlü tutulmuştur. Bu maddeye aykırı davranışın yaptırımı ise Medeni Kanunun 656 ncı maddesinde hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Yukarıda sözü edilen Medeni Kanunun 661 inci madde kapsamına giren müdahale kavramı sadece taşınmazın işletilmesi ile sınırlı olmayıp bir taşınmazın kullanılması nedeniyle, komşu taşınmazın hava, ışık, rüzgar, su gibi enerji kaynaklarından yararlanmasını önleyen ya da manzarasını kapayan olumsuz müdahalelerin de bunların içerisinde girdiğini kabul etmek gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece yeniden seçilecek uzman bilirkişi ya da kurulu aracılığı ile komşuluk hukuku ilkeleri açısından inceleme yapılması, özellikle ağaçların gölgesinin davacıya zarar verip vermediğinin, zarar veriyorsa miktarının ve sebeplerinin, ayrıcı gölgenin Medeni Kanunun 661/2'deki ölçülere göre taşkın sayılabilecek nitelikte olup olmadığının ve de davalıya ait mülkiyet hakkını kısıtlamayacak kısıtlasa bile hoşgörü sınırları içerisinde kalabilecek hangi önlemlerle giderilebileceğini kesinlikle belirlenmesi ve doğacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken olaya uymayan Medeni Kanunun 664 üncü maddesinden ve bu madde gölgenin verdiği zararın tazmini hakkında bir kayıt bulunmadığından söz edilerek davanın red edilmiş bulunması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan eseslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.1.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.